Dünkü yazımızda, Türkiye'de yaratılan kaos ortamında, kimi illüzyonlardan söz etmiştik.
AB, medya üzerinden, "demokratik terör" uygulayarak Türkiye'yi baskılıyordu.
"İki başlı" ABD, Türkiye'de "çoklu" politikalar izliyor, kah İngiltere üzerinden kah İsrail üzerinden taktik ve stratejik planları sinsice yürütüyordu.
"Hükümete" darbe yapacağı ileri sürülen Ergenekoncular aylardır davasız, iddiasız kodeste nasıl tutuluyordu.
Jakoben Kemalistlik'le suçlanan Yüksek Yargı ise nasıl oluyordu da Fetullah Gülen'i aklıyordu.
***
Bütün bu "illüzyon" (yutturmaca) sürecinde, özellikle belirli bir gazete ve köşeler üzerinden, TSK'ya adeta örtülü bir savaş yürütülüyordu.
Peki TSK, medyada ne yapıyor, ne yapmakta?
Hani, yayınlanan belgelerde TSK'nın medyayı kullanma ve yönlendirme tasarısı içinde olduğu iddia ediliyordu ya, gelin bakalım medyadaki "TSK ağırlığı" ne vaziyettedir?
***
Her gün bütün ulusal gazeteleri ve köşeleri takip eden, TV tartışmalarını izleyen bir gazeteci olarak iddia ediyorum ki Türk medyasında "en zayıf odak" Türk Silahlı Kuvvetleri'dir!
TSK'yı ülke siyasetini yönlendiren güçlü bir odak olarak kabul ediyorsak, peki bu nasıl bir çelişkidir?
Medyada, köşelerde ve TV'lerde, en kilit ve kritik noktalarda oturanların çoğunluğu AB'ciler, İngiltereciler, Frankofonlar ve Washingtoncular'dır!
Bunda elbette, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinden ötürü, gazetecilerin yoğurdu üfleyerek yemelerinin de rolü büyüktür...
Özellikle Soğuk Savaş konjonktürünün son büyük askeri darbesi 12 Eylül'ün ülkede yarattığı "travma"nın gazeteci milletinde yarattığı psikolojinin de rolü büyüktür...
Büyük küresel hesaplaşmalarda hiçbir devlet tam "steril" olmamıştır. TSK'nın yüksek komuta kademesinde de bugün hangi duygu ve düşüncelerin egemen olduğunu ancak Tanrı bilir.
***
Fakat dürüst isek "medyayı yönlendirme planları" yaptığı ileri sürülen TSK'nın, medyada nasıl bu kadar zayıf ve desteksiz kaldığını, aksine güçlü saldırılara maruz kaldığını birilerinin kamuoyuna izah etmesi gerekir.
Bana sorarsanız hakim manzara şudur:
Türkiye ekonomisini ele geçiren "küresel sermaye" medyayı da büyük oranda ele geçirmiştir. Liberal ve muhafazakar arkadaşlar tek tek farkında olmayabilirler ama "küresel sermaye" medya üzerinden TSK'ya saldırmaktadır!