Geçmişte iyi bir rüya yorumcusu olmak iyi bir mevki için önemli bir koşuldu. Bunun için en ünlü örnek Yusuf Peygamber'tir. Kendisi bir iftira yüzünden Mısır'da yıllarca zindanda yatmak zorunda kalır. Bu arada yaptığı rüya yorumları hep doğrulanmaktadır. Bu yeteneği Firavun'un kulağına kadar gider. Firavun bir rüya görmüştür ve hiçbir yorumcunun yorumu onu tatmin etmez. Rüyasının önemli mesajlar taşıdığına inanmış olacak ki ısrarla rüyasının doğru yorumlandığından emin olmak ister. Yusuf Peygamber çok açık ve net rüyayı yorumlar. Firavun onun yorumuna göre 7 yıl tahıl ambarlarını doldurur ve ardından gelen kıtlık dönemine tedbirli girmiş olur. Bunun üzerine Firavun onu Mısır'ın en büyük yöneticisi yapar. Bu yorumdan sonra Yusuf Peygamber babası ve kardeşleriyle tekrar buluşmuş. Yusuf'un ailesi Mısır'a yerleşmiş. Oradan İsrail'in 12 kabilesi oluşmuştur. Bunu Yahudilerin Mısır'dan çıkışı, vaat edilen toprakların bulunuşu, İsa'nın doğumu ve Hıristiyanlık takip eder.
Rüyafestivalleriyapılıyordu Büyük İskender, yanında görüşlerine büyük önem verdiği Aristander adlı rüya yorumcusunu bulundururdu. Kuzey Amerika Kızılderilileri hâlâ kolektif rüya gücünü toplum sorunlarını çözmekte kullanırlar. Bir zamanlar günlerce süren rüya festivalleri yaparlardı. Bu yöntem bütün toplumu ilgilendiren bir meseleyle ilgili bir tür "sezgisel oylama" yapmak gibi bir şeydi. Sabah kalkınca herkes gördüğünü bir diğeriyle paylaşır ve ortak bir politika belirlenirdi. Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş döneminde Osman Bey rüyasında, göğsünde bir otun büyüyerek koskoca bir ağaca dönüştüğü ve bu ağacın dallarının bütün dünyaya yayıldığını görür. Her zaman fikrine danıştığı, kendisini sezgisel bilgiye adamış olan bilge kişi Edebâli, rüyayı şöyle yorumlar: "Kayı Boyu'nun senin önderliğinde başladığı bu yükselişi hep sürecek. Gücü ve etkisi tüm dünyaya yayılacak." O dönem için bu yorumu yapabilmiş olmak gerçekten çok ilgi çekici. Fakat Edebâli gibi tasavvufi bilgide üst basamaklara çıkmış bir gönül adamı için bu doğal bir yetenekti. Zaten Osmanlı'nın diğer Türk boylarından farklarından biri, yönetenlerin bilgi ve hikmetle hüküm veren kişilerden her zaman yardım almış olmalarıdır.