Geçen pazar günü yağmur yağdı. Yağmuru onurlandırmak için kızım, ben ve oğlum yağmurun altında dans ettik.
Kızım bunu neden yaptığımızı sorduğunda "hayatına geleni sevinçle kabul et ve ona sevincini göster" dedim.
"O zaman ne olur" dedi.
"Yaşamında her ne varsa o çoğalır" dedim.
Sevgi, mutluluk, neşe sanki koşulsuz bir alışveriş gibi. Neşe ve sevinç duyguları hayatı sevdiğinin işareti... Minik Ala'm gülümsedi.
"Biliyor musun anneciğim. Daha da güzeli var" dedi.
Şaşırarak baktım ve "nedir o" dedim.
"Şimdi yağmur onu sevdiğimiz için başka yerlere de yağacak ve bizim sevgimiz her yere ulaşacak. Hepimiz mutlu olacağız" dedi.
Haklıydı varolan her şeye verdiğimiz değer hiç tanımadığımız insanlara, dualarla, sevinçlerle, neşeyle ulaşıyor. Kelebek etkisi gibi... Küçücük bir dokunuş büyük farkındalıklar yaratabiliyor.
Hayatı öğrenmenin, kendini keşfetmenin en güzel yollarından biri çocuklar. Kızım ve oğlum bana çok şey öğrettiler. Onlarla birlikte olduğum zaman iyileştiğimi hissediyorum. Sadece anı yaşıyor, hayatı deneyimliyor, kızmıyorum. Her şeyin ötesinde yanlış yaptıklarında vazgeçmeyip denemeye devam ediyorlar. Canınız çok sıkıldığında, çocuklarınızla bir yerlere gidin, onların gözleriyle bakın hayata. Eğer çocuğunuz yoksa bir parka gidin ve onların yaşama nasıl sahip çıktıklarına bakın. Sonra içinizdeki çocuğa pamuk şekeri ısmarlayın. İçinizdeki neşe ve sevinci yanağınıza, beş parmağınıza bulanmış pamuk şekeri ile hayata aktarın. Sonra gülümseyin. Gülümsemenizin sizi gören insanların yaşamına neşe, haz ve sevinç katacağını unutmayın...
Çocuklar bizi seyretsinler ve büyümenin güzel birşey olduğunu gözlerimizde görsünler.
Sizi bilmiyorum ama ben bugün kendime pamuk şekeri alacağım. Kızımın dediği gibi sadece benim hayatıma değil, çok uzaklarda bir yerlere mutluluk daha çok yağsın diye.