Bunu nasıl okumak lazım?'' AKP kapatılır ve AB ile ilişkiler durdurulursa bu kimin işine yarar?' Bu karar, kimleri etkiler? Aslında büyük sürpriz değil ama AKP'nin kapatılması istemi ile açılan davanın ilk anlarından "düne" kadar AB, genel-geçer ve bildik söylemlerinin üzerine hiç çıkmamıştı. Bu sefer çıkmakla kalmadı, oldukça da sertleşti. Bu dönüşüm nasıl değerlendirilmeli? Yani kararla ilgili kendilerine göre bir "kanaat" mi geliştirdiler, yoksa Türk iç politikalarında kendilerine göre bir strateji mi izliyorlar? Bir an için Anayasa Mahkemesi'nin AKP'nin kapatılması yönünde karar verdiğini, AB'nin de bunun üzerine Türkiye ile müzakereleri durdurduğunu, yani AB ile ilişkilerin donduğunu varsayalım. "AB raporundan bir bölüm; "(Mahkeme sürecinin) Sonucu ne olursa olsun, iktidar partisi ile Başbakan ve Cumhurbaşkanı hakkında açılan davadan endişe duyulmaktadır" sözleri ile dikkati çekiyor. Bu uyarının derin etkilerini görebiliriz. Cumhurbaşkanı'na siyaset yasağı getirilmesinin, şu anki mevcut Anayasa üzerinden pratik bir sonucu yok. Herkes biliyor ki Cumhurbaşkanı kalın zırhlarla korunuyor. Ayrıca iddianın çok önemli bir dayanağı, Yargıtay kararı ile ortadan kalktı.
Kararzamanı Kararın açıklanma tarihi ile ilgili derin koridorlar, 2 denge üzerinde duruyor: Karar, 4 Ağustos'tan itibaren açıklanır. (Yüksek Askeri Şura, 1-4 Ağustos'ta yapılacak. Cumhurbaşkanı onay verecek.) Karar, 15-20 Eylül günlerine kalır. (DTP kapatılır, arkadan bu karar çıkar.) Bu tarihlerin erken genel seçim tarihiyle çok yakın ilişkisi olacak. (Bir düşünce, DTP kapatılır, AK Parti'nin doğu ve güneydoğudaki parlak sonuçları ile Türkiye'nin en hassas terör mücadelesi başlar, sıkıntı kökünden halolur. Avrupa birliği ile yollar ayrılmaz.) Avrupa kararı ve terör açısından, Türkiye için hayati önemde bu gelişme, giderek daha anlamlı hale geliyor.
Kararındengeleri "AK Parti kapatma kararı çıkarsa genel seçim kararı alamaz" diyenlere, bir gerçeği hatırlatalım: Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin Cumhurbaşkanı'nca yenilenmesi... Anayasa Madde 116'ya göre: "Bakanlar Kurulu'nun 110'uncu maddede belirtilen güvenoyunu alamaması ve 99'uncu veya 111'inci maddeler uyarınca güvensizlik oyuyla düşürülmesi hallerinde, 45 gün içinde yeni Bakanlar Kurulu kurulamadığı veya kurulduğu halde güvenoyu alamadığı takdirde; Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı'na danışarak, seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Başbakan'ın güvensizlik oyu ile düşürülmeden istifa etmesi üzerine 45 gün içinde veya yeni seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Başkanlık Divanı seçiminden sonra yine 45 gün içinde Bakanlar Kurulu'nun kurulamaması hallerinde de Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı'na danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.'' Türkiye'nin erken genel seçime gitmesi kaçınılmazdır. Uluslarası gelişmeler, kapatma kararı alınırsa, Türkiye'nin halk desteği alacak yeni hükümetini hemen kurmasını gerektirmektedir. "2008 ve 2009 yıllarında muhtemel ekonomik ve jeopolitik tehlikeler" içeren "uyarı"lar var. ABD ve İsrail'in İran'a bir şeyler yapmaya hazırlanması... Bunun sebebi, sanıldığı gibi sadece Tahran'ın nükleer çalışması değil, İran'ın çok büyümesi, bölge ülkeleri ve İsrail için tehdit olması. Küresel finans piyasasında sadece kredi krizinin devam etmesi... Sorun, finans sisteminin çöküyor olması.