Partiüyesiolmayanlarınsözlerihakkındasavunma "Buna göre, devlet kadrolarında yer alan anılan görevlilerin (müsteşar, müsteşar yardımcısı, genel müdür, vali, kaymakam, baştabip, belediye başkanı, okul müdürü, vb.) eylemleri de siyasi partinin bakış açısına ve bunun da bir gereği olarak ortaya çıkması ve biçimlenmesi nedeniyle siyasi partiye isnat edilmesi gerekmektedir. Parti üyesi olmayan kamu görevlilerinin beyan ve eylemlerinden dolayı da iktidarda olsalar bile parti ya da partililer sorumlu tutulamaz. YÖK Başkanı, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 6. maddesine göre Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan atanmaktadır. Her şeyden önce, YÖK Başkanı'nın anılan faaliyetlerinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır."
'Tekpartidönemianlayışı' "Vali ve kaymakamlar gibi kamu görevlilerinin icraatlarından dolayı iktidar partisinin sorumlu tutulabileceğine dair Başsavcılık görüşü de partidevlet özdeşliğinin geçerli olduğu tek parti döneminin anlayışını yansıtmaktadır. AK Parti'nin doğuş tarihi ve illiyetin kurulabileceği zamanın başlangıcı bellidir; 14 Ağustos 2001. Hukuk; kapatma davasında, zaman tünelini siyasal partinin tüzel kişilik kazandığı tarihten geriye işletecek bir mantığı açıkça reddetmektedir. Cumhuriyetimiz'in yakın tarihinde yaşanmış ve çoğunun üzerindeki sır perdesi hâlâ aralanmamış olan 12 Eylül 1980 öncesinin siyasi çatışma orta mında yaşanan elim hadiseleri, siyahbeyaz keskinliğiyle açıklamaya çalışan indirgemeci yaklaşımla tanımı belirsiz ve soyut bir 'irtica tehlikesinin mevcudiyeti ve yakınlığı'na delil olarak göstermek, anlaşılır gibi değildir."
Hukukideğilsiyasimülahazalar! "Partimiz hakkında açılan kapatma davası, hukuki gerekçelere değil siyasi mülahazalara dayanmaktadır. İddialar, partimizi ve onun şahsında milletimizin hür iradesini tasfiye etme projesinin bir parçasıdır."
Demokrasivelaikyorumu... "Kendi içinde tutarlılık taşıyan, bilimsel muhakemeye uygun, toplumsal gerçeklerle ve laik düşüncenin evrensel birikimiyle uyumlu, herkes tarafından aynı şekilde an laşılacak ve uyulacak, hukuki standartlar taşıyan bir laiklik tanımı iddianamede yer almamaktadır. İddianamede, 'laiklik bir yaşam biçimi' olarak tanımlanıyor. Devlet, farklı inançları bir arada ve barış içinde yaşatmalıdır. Partimiz, laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline gelmemiştir. İfade özgürlü ğü kapsamında değerlendirilmelidir." "Özgürlükçü bir demokraside siyasi partilerin kamusal sorunlar konusunda farklı politikaları savunmalarından daha doğal bir şey olamaz. İddianamede yer alan, başörtüsü, katsayı, Kur'an kursları gibi konularda, çoğu zaman basının soruları üzerine gündeme getirilen anlık açıklamalar şeklinde gelişen konuşma ve demeçler, bazı çevreler tarafından beğenilmese de ifade özgürlüğü kapsamındadır."