İki günlüğüne Hollanda'ya gitmiştim. Spor gündemi ele avuca sığmıyor. Futbolda ümitlerimizin sıcaklığını kaybettiği günlerde potada küçük ama önemli gelişmeler olmuş.. En can alıcısı.. TürkTelekom-Galatasaray birleşmesinin baştan beri yalan olduğunu açıklamış. Hele şükür.. İlk defa Federasyon Başkanı Turgay Demirel ile hemfikir olduğumuz "Ankarabasketbolunubitirecekgirişim" ne güzel fikirler vardı ki zaten yoktular olmuş.. Günahı boynuna, sevgili HakanArtış da beni uyarmıştı zaten "ÜLKER'in sponsoruolduğuüçbüyüklerinsportifuygulamalarınahiçbirkarışımlarıolmadığı " konusunda. Artık bu konuda kimler gelin güvey oldular bilemiyorum. ErmanKunter'in Galatasaray koçluğu da başlamadan biterek rafa kalkmış. MuratÖzyer'in Beşiktaş koçu olacağı balonları da patlayacaktır yakında. Willie Solomon'un gönderilip 1.65'lik Green'in alındığının doğruluk payı bile tartışılır. Paylaşmadan edemeyeceğim.. Güney sahillerin deki Den Briel'in 1 Nisan kandırmalarının çıkışı olduğuna inanıyor Hollandalılar. 1572'de Lord Alva komutasındaki İspanyol istilasından, istilacıların kaldıkları evlerin pencerelerini kireç ile badanalayarak sabah olduğunun farkına vardırmadan, silahlarıyla beraber teslim alarak kurtulmuşlar. Bugün, etrafı çok kirlettiği için yasaklanmasına rağmen, bu yörede 1 Nisan günü bütün evlerin pencerelerini kireçliyor çocuklar. Merak etmeyin boşa anlatmadım tabii ki bağlayacağım konuyu pota hikayelerine. Transfer döneminde koçlar ve oyuncular gönüllerine göre "ya tutarsa" senaryoları yazar ve yayarlar. Nisan'da olmamamıza rağmen balığa çıkarlar sizin anlayacağınız. Bu da işin doğasında vardır ama akıl süzgecinden geçirilmeleri gerekir. Aydın ÖRS'ün yeniden Fenerbahçe ÜLKER'e sportif direktör olacağı dahi konuşuluyor. Siz varın gerisini hesap edin. Lafın özü, her öykünün ardından sazanlaşmanın alemi yoktur.