Bugün biri karşınıza çıksa, şişe mantarını ağzına soksa, size dese ki; 'Bunu her sabah yapacaksın. Yüzünde bulunan eklem ağrılarından ve stresten bu yöntemle kurtulursun!' Sanırım adama 'deli' deyip, güler geçersiniz. Ama bunu yapan dünyaca ünlü doktorumuz Mehmet Öz olunca, bu yöntemi yapacaklar listesine girdiniz bile. Hele kafayı uzun ve sağlıklı yaşamaya takmışsanız. Sayın Ali Kırca'nın programında yine eğlenceli, bilgili ve keyifli saatler yaşandı. Tabii Mehmet Öz'ün sayesinde. Ali Kırca bile şişe mantarını ağzına sokup Mehmet Öz'ün son derece rahat, pozitif, keyifli anlarına eşlik etti. Birçoğunuza göre çılgın bir profesör gibi görünebilir Sayın Öz... Onu yıllardır takip ediyorsanız, cerrahi yöntemlerle, alternatif ve tamamlayıcı tıbbı muhteşem bir yaşam iksirine dönüştürmüş olduğunu biliyor, okuyor, hatta uyguluyorsunuzdur. Değişik fikirleri ve ilginç yöntemleri, Amerikalı ve Avrupalılarla paylaşan Öz, aynı zamanda araştırmacı ve yenilikçi bir kişiliğe sahip. Uzakdoğu felsefesi ve bilgileriyle ilgili olanlarımız, zaten bu yöntemlere pek de yabancı değildir. Alaaddin'in sihirli lambası olarak tanımladığı aparatı, içine ılık su ve deniz tuzu koyarak burun deliklerini temizlemek suretiyle kullanmalarını önermesi (ki bunu Yogiler yüzyıllardır yapıyor. Adı yogineti) yaptığı fiziksel aktivitelerin bir kısmının yine Uzakdoğu hareketlerine dayanması gibi. İşte size yaşlanmayı engelleyecek 3 ana madde: 1. Kalorilerini kontrol altında tut. (iyi bir beslenme planı) 2. Gücünü arttır. (iyi bir spor aktivitesi ki 'günde yarım saat yürüyüş yeterli' diyor) 3. Tam uykunu al. (iyi bir uyku 7 saatten az 9 saatten fazla olmamalı) Ayrıca yeşil olan her şeye ihtiyacımız olduğunu özellikle vurguluyor. Ben bu bilgilerin çoğunu yıllardır takip ettim. Sayın Osman Müftüoğlu'ndan olsun, sevgili Ender Saraç'tan olsun öğrenme ve uygulama şansına da sahip oldum. Bu yazımda da bu haftanın en çok konuşulan kişisi olarak Öz'ün bilgilerini belki kaçırmışsınızdır ya da not edememişsinizdir diye yinelemek istedim. İşte size sabahları içmenizi önerdiği sağlık kürü, toksin atıcı ve hücrelerimizi yenileyen bir içecek tarifi; ıspanak demeti, maydanoz (ıspanak demetinin yarısı kadar), kabuklarıyla salatalık, kereviz sapı, yeşil elma, taze zencefil, limon (sadece bu malzemelerin içine sıkılacak) Tüm bunları blendırda karıştırın ve için! Güneşin zararlı ışınlarından korunup, hiç güneşe çıkmıyorsanız, balık yağının önemini vurguluyor Öz. Hiç güneş almayan Kuzey ülkelerinde yaşayanların sağ kalmalarını da D3 vitamini bulunduran balıkyağına bağlıyor. Bir de şarkı söylemenin hem fiziksel hem de zihinsel açıdan sağlıklı olduğunu, bunun nedeninin de vücuda endorfin ve iyi hissetme hormonu dopamin salgılattığını söylüyor. Yıllar önceki bir gelişinde ise eski Türkler'den günümüze gelen müzik ile tedavi yöntemini duymuş ve araştırmış. Bu müzik kasetlerini Amerika'ya götürdüğünü ve isteyen hastalar üzerinde de uygulamasını yaptıklarını belirtiyor. Müzikle tedavi dünyanın birçok bölgesinde kullanılıyor. (Orta Asya, Ural, Başkurt, Kırgız, Kazak, Çin, Japonya, Anadolu, Hindistan, Afrika, İskoçya, Kuzey-Orta ve Güney Amerika, Eskimo) 'Pentatonik müzik' denilen bu örnekler çeşitli amaçlar için kullanılıyor. Pentatonik melodilerin iç duygulardan üretilip kolayca bilinçaltına ulaştığı ve huzurla gelen terapi yöntemleri oluşturduğu biliniyor. Büyük Türk Farabi, makamların ruha etkisini şöyle sınıflandırmış: Saba Makamı, insana cesaret, kuvvet verir. Hicaz Makamı, insana alçakgönüllülük verir. Rast Makamı, insana neşe, huzur verir. Uşşak Makamı, insana gülme verir. Buselik Makamı, insana kuvvet verir. Zirgüle Makamı, insana uyku verir. Neva Makamı, insana lezzet ve ferahlık verir. Sayın Ali Kırca'nın Mehmet Öz'lü programında bu bilgilere de yer verildi, sağlıklı sandviçler de yapıldı, 'dansla tedavi, her yerde her şekilde hareket etmeliyiz' de denildi. Ama kısacası en önemlisi, "Her ne yapıyorsak yapalım, ister yemek yiyelim, ister sohbet edelim, ister işimizi yapalım, yaşamamızda yaptığımız her şeyi, 'KEYİFLE' yapalım" diyordu Öz. Keyifli Pazarlar efendim. Son söz ne benden, ne Sayın Öz'den. Büyük İslam bilgini ve filozoflarından İbni Sina'dan; "... tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri, hastanın akli ve ruhi güçlerini artırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele için cesaret vermek, ona en iyi musikiyi dinletmek, onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir."