Aslında, 28 Şubat darbesi, 1995 seçimleri bitince başladı. Birinci parti olan Refah Partisi'ne hükümet kurma imkanı verilmedi. Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, tam ANAP ve Mesut Yılmaz ile anlaşacaktı, Yılmaz aniden çark etti. DYP-ANAP Hükümeti kurduruldu. Ama bu hükümet fazla yürümedi. DYP ve Tansu Çiller hükümetten ayrıldı, RP ile hükümetin kurulması çalışmaları başladı. Başbakan Necmettin Erbakan, muhtıra ile devrildi. DYP parçalandı. Mesut Yılmaz Başbakan yapıldı. DYP'den ayrılanlar Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in desteğiyle Demokrat Türkiye Partisi'ni kurdular. ANAP, Bülent Ecevit'in DSP'siyle hükümet oldu. Deniz Baykal'ın CHP'si dıştan destekledi. Bu hükümeti, "5'li çete" olarak nam yapan Türkİş Başkanı Bayram Meral, DİSK Başkanı Rıdvan Budak, TOBB Başkanı Fuat Miras, TİSK Başkanı Refik Baydur, TESK Başkanı Derviş Günday destekledi. (Yazarın notu: 28 şubat döneminin Türk-İş Başkanı Bayram Meral, TESK Başkanı Derviş Günday halen CHP milletvekilleridir. DİSK başkanlarından Rıdvan Budak DSP'den milletvekili oldu. TOBB Başkanı Fuat Miras'ı Rıfat Hisarcıklıoğlu indirdi.)
Ayakoyunları... 14 Mart 2008'de AK Parti hakkında kapatma davası açıldı. Aynı ayak oyunları, aynı komploları yaşıyor Türkiye. 2001 krizinde "kurtarıcı" olarak Türkiye'ye getirilen ancak DSP içinde yarattığı depremle siyasi dengeleri değiştiren Kemal Derviş, birlikte yola çıktığı İsmail Cem ve Hüsamettin Özkan'ı yarı yolda bırakarak CHP'ye geçmişti. Ancak, daha sonra bu partide de ikiliklerin baş sorumlusu olarak gösterilen ve çıkışlarıyla tepki çeken Derviş, sürpriz bir şekilde Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın başına getirilmişti. Uzun süre, Derviş'in başta ABD olmak üzere çeşitli kesimlerin desteği ve isteğiyle hareket ettiği tartışılmıştı. Aynı Kemal Derviş'in, bu kez TÜSİAD'ın bir organizasyonunda adının geçmesiyle ortaya çıkan tezgah da dikkati çekti. Bu kez TOBB yerine TÜSİAD ön planda gibi. Son TUSİAD toplantısında bir gerçek ortaya çıktı.
Sürprizdeğil 14 Mart darbe döneminde (AK Parti'nin kapatılma davasının açıldığı gün) büyük fotoğraf TÜSİAD toplantısında çekilecekti. 28 Şubat ile iktidardaki Necmettin Erbakan Hükümeti devrildi. 14 Mart ile halkın yüzde 47 oyunu alan Tayyip Erdoğan Hükümeti yıkılmak isteniyor. 14 Mart hareketinin derinliklerinde TÜSİAD var mı? Bazı TÜSİAD üyelerinin AKP'nin kapatılmasının iyi olacağı yönünde dışarıda kulis yaptığı bilgisi basına yansımıştı. TOBB, Türk-İş ve Hak-İş bu oldu bittiyi, AK Parti kapatılma davası sürerken siyasetin yeniden dizayn edilmesi düşüncesine matuf bir operasyonun başlangıcı gibi algıladılar ve toplantıya katılmadılar. Aslında bütün bunlar yakın tarihi hatırlayanlar için sürpriz değil. 28 Şubat sürecinde demokrasinin bütün kurum ve kuralları tırpanlanırken yine aynı patronlar kulübü, itiraz etmek bir yana müdahalelere açık destek vermişti.