- 15 yıl önce konuştuğumuzda dediğin dün gibi aklımda abla... - Ne demişim? - Attırdığım her kahkahaya 1 lira alsaydım şimdi trilyonerdim. - Valla doğru demişim. - Bir de 'bay düdük' hikayesini unutmuyorum. - Bay düdük de ne? - Oyun sırasında bir adam düdük çalıyordu hani. - Hah hatırladım. Turnedeydik Karadeniz'de. Oyunun arasında duyuyoruz biri mütemadiyen düdük çalıp duruyordu. Sonradan öğrendik ki ilçenin kaymakamıymış.
BAK ŞU İŞE Bir hemşire dinliyor sohbetimizi. Merakla soruyor: - Niye çalıyormuş ki düdüğü? - Biz de sorduk anlattı. Dedi ki; "Bizim buraya ilk defa tiyatro geldi. Halk nerede alkışlanıp, nerede gülüp, susacağını bilmez. Ben onları daha önceden çalıştırdım. Tek düdük çaldı, gül. 2 düdük çalınca alkışla. 3 düdük çalarsam sus, sessizce izle.