Futbol Milli Takımımız'ın Hırvatlar karşısındaki galibiyetinin Türkiye ve dünyadaki yankıları merak ve heyecanla izleniyor. Önceki gece yaşanan o unutulmaz anları biz de İstanbul'un Şişli ilçesinin Pangaltı mıntıkasında geçirdik. Bilen bilir, Türkiye'deki sayıları çok azalmış olsa da; Rum, Ermeni ve Musevi kardeşlerimizin bir arada en çok bulunduğu yerlerden biridir bu çevre... Kurtuluş, Feriköy ve Sıracevizler ile Halaskargazi Caddesi'nin 2 tarafında okul ve ibadet yerleri de çoktur. Nemli ve sıcak gecede açık camlar yüzünden ve evlerinde de neredeyse iç içe olmasından adeta açıkhavada bir araya gelinmişçesine izlendi milli maç. Millilerimiz'in her atağında Rum, Ermeni ve Museviler'den oluşan evlerden de müthiş tezahüratlar yükseldi. "Vur be oğlum, ah be koçum" bağrışmaları ortalığı inletti.
Herkesbayraklaşmıştı Hele o son dakikada yediğimiz gol! Aman Allahım, sanki ortalığa sessizlik bombası düşmüştü! Belli ki alemin bütün keyfi kaçmıştı. Ardından da Cenabı Allah'ın lütfuyla o mucize gerçekleşti ya... Geçmişte "Ruh yok bunlarda" diye lafın gelişi eleştirdiğimiz ve kızgınlıklarımızı soğuttuğumuz yeni nesil evlatlarımız ruh ve inançlarını yansıttılar ya dünyaya! Yarabbe'l Alemin, Türkiye'nin maçı kotardığına mı sevinelim, yoksa şu Ermeni, Rum ve Musevi kardeşlerimizin de çılgınca bayramına mı! O ne coşku, o ne duygu, o ne muhteşem kutlamalar! Çoluk-çocuk, kadın-erkek, hatta çok yaşlılarına kadar hepsi Ay-Yıldız'laşıp başladılar bayrakları asıp dalgalandırmaya... Bu satırları yazarken bile hâlâ o sahneler gözümüzün önünde... Hırvatların atamadığı, bizimkilerin de başardığı her penaltıda kabına sığamayan ve avazı çıktığı kadar bağırıp coşan insanların resmi geçidi sürüyor.
Böylemilletizbiz Anadolu insanı olarak, bu toprakların ve coğrafyanın çocukları sıfatıyla, eşit hisseli ortak tapumuz olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çatısı altında yaşamanın güzelliği bu işte... Bir yanık türkü ile, bir uzun havanın verdiği kederle "Of ulan of" çeken, çiftetelli ve halayla coşup yürekleri birleştiren bir milletiz biz. Bu topraklarda yoğrulduk. Burada piştik, doyduk, yetiştik... Hikayelerimiz farklı olsa da, sonuçta acılarımız da sevinçlerimiz de ortak oldu. Türk milletinin mensubu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin eşit ve herkes gibi şerefli vatandaşı olmakla övündük... Önceki gece, bu duygularla dolarak şükrettik Allah'a... Bildiğimiz ve yürekten inandığımız kardeşliğimizin perçinlenmiş tezahürleriyle geleceğimize daha güven duyarak huzur dolduk. Ve Türkiyemiz'le ilgili binbir hesap yapıp fitnefesat peşinde koşan her türlü etnikçi ayrılıkçıları da gözümüzün önüne getirip "Bu vatanın insanı bu işte.. Beyhude uğraşıyorsunuz!" diye ayrıca haykırdık.