Kanal bizim, maçlar bizim tamam da, bu, yanlışahataya gık etmeyeceğiz demek değil ki. Ömer Üründül'ün canlı yayında maç yorumu yapmasına ezeli bezeli karşıyım yalan yok. Haa, efendi adam, kibar adam, ciddi, kaliteli, bilgili adam amenna. Ama ona yapacağı en son şeyi, maç yorumculuğunu yaptırma yanlışı bizim kanalda da devam ediyor.
BİRHEYECANLANBEKARDEŞİM Hele böyle kan debisi yüksek maçlarda, adrenalin pompasının patladığı, el ayak titrekliğinin yüceldiği maçlarda duygulara istinat duvarı çekiyor Üründül. Donmuş margarin kıvamında tarzı, pörsük sünger ayarındaki sesi, soğukkanlılıkta Hulki Cevizoğlu'na bile rahmet okutacak yaklaşımıyla insanın içini küllendiriyor bu kardeşimiz. Benden "Dost acı söyler" genelgesi, ötesini düşünmek de başkalarının işi. SIRAÇAKAR'DA Gevezeyi cehenneme atmışlar, "Odunlar yaaaş" diye bağırmış. Ahmet Çakar'ı da o taifeden sayıyorum. "Laf olsun da hem torba hem çorba dolsun" girdabına fena kaptırmış kendisini Ahmet Hoca. "Sivil hayatta" kendisini severim. Ahbaplığımız, dostluğumuz, abi kardeşliğimiz saygıya sevgiye dayalı sürüp gitmede nicedir. Ama yanında 2-3 meslektaşla bir araya gelip tartışmaya(!) başladığında şakülü de, kantar topunu da, kendisini de ayardan kaçırıyor Çakar.
NESANTRA'SIBU? Santra'yı izlediyseniz doruk noktasını görmüşsünüzdür siz de. "Ben pozitif bilime inanmış bir tıp doktoruyum. Ama bu maçta açıklanamayan bir şeyler var. Şu saatden sonra Fatih Terim'i kimse tutamaz" diye söze başladı ve zurnayı zırtlattı. Çünkü son cümle, "Fatih Terim şu anda 'Nasıl geçirdim' diyor" şeklinde geldi.
DUYAMADIM Ardından güya toparladı, "Yanlış anlamayın futbol anlamında" dedi ama çok geçti artıkın. "Heyecana kapıldım da o yüzden" diyorsa, sormak hakkımız... Hakemken heyecanlanıp ileri geri konuşup eden kaç kişinin burnuna kırmızı kartı dayamıştın hocam? Efendiiim, duyamadım...