Avrupa Şampiyonası'na Portekiz yenilgisiyle başlangıç yapınca milli takımımız hepimizi ümitsizliğe düşürdü. Grupta kalan 2 maçı da kazanacağımız kolay kolay kimsenin aklına gelmiyordu. Nitekim her iki maç da korktuğumuz gibi skor açısından geriye düştük. Fakat 2. yarılarda ne olduysa her 2 maçı da kazandık. Aslında bu maçları kazanmamız başarıdan da öte adeta bir mucizeydi. Özellikle son oynadığımız Çek maçı senelerce hafızalarımızdan çıkmayacak kadar heyecanlıydı. 2-0 yenik duruma düşmemize rağmen son 15 dakikada gelen gollerle akıllara durgunluk veren bir galibiyet kazandık. Çekler'e karşı tarihi bir galibiyet aldık. Cuma günü oynayacağımız çeyrek final maçı ne gösterir, tahmin etmek güç. Sonuç ne olursa olsun kimsenin artık ne Terim'e ne de futbolcularımıza söyleyecek tek kötü sözü olamaz. Hırvatistan karşısında yenilsek bile bu çocuklar grup aşamasını geçerek kendilerinden bekleneni yapmışlardır. Arda'nın şu anda Türkiye'nin en yıldız oyuncusu. Varlığıyla milli takımı ateşledi. Oynadığı futbolla, Terim'in ne kadar isabetli bir tercih yaptığını ortaya koydu. Arda'nın orkestra şefliğinde milli takımımız uzun yıllar boyunca başarıdan başarıya koşacaktır. Son zamanlarda birkaç kere konu ettiğim bir diğer oyuncu da kalecimiz Volkan. Bu sefer milli takım kalecisi olarak yaptığı kurtarışlarla dikkat çekmeyi başardı. Ancak cansiperane oynayarak 2-0'dan 3-2'ye skoru getirdiğimiz bir maçın uzatma dakikalarında kırmızı kart görmesi akıl alır bir acemilik değil. Yaptığı hata yüzünden 70 milyonu ipin ucunda sallandırdı. Üstelik oyundan atılmasının sebebi pozisyon gereği bile değildi. Bu hareketi Volkan'ın sorumluluk duygusundan ne kadar uzak olduğunun kanıtı oldu. Ülkemizin çeşitli olaylarla mutsuzluğa sürüklendiği günlerde milli takımın başarıları yaralarımızı bir nebze olsun sardı. Milli maçlar sebebiyle politikadan, gündelik dertlerimizden biraz olsun uzaklaşabildik. Gerçekten de ülke olarak böyle bir başarıya çok susamışız. Herşeye rağmen Fener'i bir kenara atmış değilim. Kahve falına dönen transfer konusunu yakından takip ediyorum. İnşallah geçmiş sezonda olduğu gibi gerek hoca gerek oyuncular konusunda aceleci davranıp hataları tekrar etmeyiz. Son olarak Takvim Gazetesi'nin ve burada çalışan arkadaşlarımın bende çok ayrı bir yeri olduğunu içimden geldiği için belirtmek isterim.