Yenilerden de bahsettik elbette. "Tire'de şu gün şu vakit itibarıyla neler oluyor?" diye de sordum. Tek avazda toplamak gerekirse, özeti şöyle yapıyor genç Başkan: "Anlatacak çok marifetimiz var ama 7 düvele meydan okuyacağımız konu yemek kültürümüz. Tire mutfağı denilince öncelikle zeytinyağı gelir akla. Ardından da çeşit çeşit otlar.
ŞINGILDAK Küçük Menderes'in binlerce yıldır suladığı verimli ovası ve sırtını yasladığı Aydın Dağları ile bir ot cenneti. Sarmaşık, tilkicek, ebegümeci, iğnelik, şıngıldak, ısırgan, cibez, turp otu, kenger, şevketi bostan, helvacık, ballık, radika, labada, urgancık, tiksincik, kapurcuk, arapsaçı, sinir otu, hindiba, hardal, sir ken, it üzümü, gaymecik, pazı, eşek helvası, melengeç, zil can, semizotu, tere, dereotu, gerdeme ve daha niceleri, Tireli'nin tükettiği otların ilginç adlarıdır.
KİM BOZULUR? Tireliler bu otların karışımından zeytinyağı ve salça kullanarak kavurmalar yapar."
Diyorum ki:
- Fast Food baronları görse çok bozulur size Başkan. - Öyle ayaküstü beslenme alışkanlıklarına karşılık direniyoruz elbette. Bunca zengin coğrafyası, zengin bitki örtüsü ve tarihsel arka planımız var. Kim baş edebilir ki?
- Araştırmacılar geldi mi? - Geldiler elbette. Bilimadamları burada "iştah açıcılar", "doyurucular", "tatlandırıcılar" adı altında 3 ana gruba ayırdılar ürünlerimizi. Araştırmalara böyle böyle başladılar, sürdürüyorlar.