24 Eylül 1951 yılında Bodrum'da göreve başladı. Keşiflere at sırtında gidip gelen hakime hanım, cesurluğu ve girişimciliğiyle yöre halkının sevgisini kazanmıştı. 1954'te kaybettiği nişanlısının ardından Tüzün'ün de beklenmedik ölümü, Bodrum'da büyük üzüntü yaratmış. Bodrumlular söz birliği etmişçesine onyıllardır saklıyor Mefaret Hanım'ın ölüme götüren sırrını.
İZİNİ SÜRÜNCE Ama biri izini sürmüş bu sırrın. Tolga Çandar, kendisini asan hakime hanımın ölümünün Bodrum'da ne büyük bir üzüntü yarattığını kendi annesinden dinlemiş. O zamanlar henüz çocuk olan Çandar'ın annesi, tarlada çalıştığı sırada gelerek mola veren otobüsü ve üstündeki cenazeyi hiç unutmamış. Arkasından, halkın yaktığı türküyü yıllar sonra seslendirip yeni albümüne alan Tolga Çandar uzun süre izini sürdüğü bu sırrın peşindeyken, başka öyküler çıkmış karşısına.
ADAYA GÖTÜRDÜ Bunlardan bir tanesine göre, hakime hanım Bodrum'da bir gence idam cezası vermiş. Bunun üzerine çocuğun ağabeyi kardeşinin intikamını almak için onu kaçırıp Turgutreis'in karşısındaki Çatal Adaları'na götürmüş ve tecavüz etmiş. Bundan çok etkilenen Mefaret Hanım da dönüşte kendisini öldürmüş.
TÜRKAN ŞORAY Anlatılan diğer öykü ise ayrıntıları farklı olsa da Mefaret Hanım'ın ölümünün arkasında bir aşk olduğu yolunda. Bunlardan biri, "Bodrum Hakimi" filmine de konu olan öykü. Türkan Şoray'ın bütün azametiyle canlandırdığı muhteşem hakim hanımın hiçbir zor karşısında eğilmeyen başı, sonunda bir aşka yenik düşüyordu. Ya sevdiği adama ölüm cezası verecekti ya da...
SELAM EDİYOR İkinci yolu seçti "Bodrum Hakimi". Sevdiğine kıymaktansa. Tolga Çandar, bir taraftan bu sırrın izini sürerken, bir taraftan da hiç olmazsa bir türküyle bu talihsiz kadına bir selam gönderiyor:
"Nasıl astın Mefaret Hanım ipe de kendini
Altın makas gümüş bıçak ile doğradılar tenini..."