Türkiye'de şirketler ardı ardına kepenk indiriyor.
Kapanan şirket sayısında, geçen yılın ilk dört ayına bakılırsa, yüzde 73 artış var.
Cari açık ve ticari açıklar felaket.
Namuslu insanlar için ekmek Kaf Dağı'nın ardına gitti.
Turfanda düşler bitti.
Acı gerçekler başladı.
***
İskambil ekonomisinde, uzlaşmazlık politikasının bedelidir bunlar.
Kendilerinden olmayanı teminat altına alacak kadar, kendi yandaşlarını koruyan sistemin karşılığıdır.
Ve sahte yıldızlarla, harika ekonomi masalları üreten gazetelerin, kendilerini ele vermesidir.
Reklamlar bitti.
Acı gerçekler başladı.
***
Sadece geleceğimizi değil, değerlerimizi de yitirdik.
Kaybettiklerimiz bir daha asla kazanamayacaklarımızdır.
Tıkır tıkır işleyen kurumlarımız ve en değerli topraklarımız satıldı da ne oldu?
Olan işçilere oldu.
Üretimi değil, tüketimi körükleyenlerin, halkına layık gördüğü düzen, kendi zenginlerini yaratmaktan başka işe yaramadı.
Kişi başına düşen milli gelirdeki hissemiz, muteber ailelere gitti.
Zaman aşımına uğradı haklarımız.
***
Halk bu ekonominin sefalet kısmındaydı.
Halk bu ekonominin, bir torba gıda karşılığı çaresizlik alışverişindeydi.
İşçinin, memurun, öğretmenin bu denli ezildiği bir ekonominin, parlak olması mümkün mü?
Sizin çocuklarınızın ekmeği, borsadaki yabancılara gitti.
Belki mahşerde getirirler.
***
Türkiye'yi ne bekliyor derseniz!
Yalan vaatlerin uğultusundan kalan, bir enkaz yığını bekliyor.
Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz'dan sonra ne geldiyse, onu bekliyor.
***
Bu toplum, yalanları sevdiği kadar, kendi çocuklarını ve geleceğini sevseydi.
40 yıldır ikinci el masallarla kendini böyle harcatmazdı.