Adamın elinde mikrofon.
Kamera tıkır tıkır çalışıyor.
Şehit annesini bulmuşlar.
"Sizin çocuğunuz hasta" diyorlar.
Esas duruştaki annenin duyguları, felç olmanın eşiğine geliyor.
"Yalan söylüyorsunuz" diyor.
***
Muhabir ağzındaki baklayı çıkarmak için sabırsızlanıyor.
Kameraman, bir annenin en zayıf anından yararlanmak için dört dönüyor.
"Oğlunuz şehit oldu" diyorlar.
Esas duruşu ölüm bozar.
Anne yere yığılıyor, kıblesi ölüme dönüyor.
Şehvetli kamera harika bir haberin infazına çalışıyor.
İnsafsızca...
***
Zerre kadar saygıya bulaşmamış habercilik, bir annenin acısının sırtından geçinmeyi maharet sayıyor.
Ölüm doğru adreste olabilir ama habercilik yanlış adreste.
Üstelik itibar görüyor arsızca!
***
Bu televizyonların bir sahibi olmalıydı.
Patronların bir kalbi olmalıydı da böyle görüntülere, yasalardan önce onlar karşı durmalıydı.
Ama ne yazık ki böyle habercilik altın çağını yaşıyor.
"Sermaye uludur" diyenler için her yol mubah artık.
Bu memleketin sahipsizliği sebepsiz değil.
***
Kusura bakmayın ama sizler elinizdeki gücü kullanmamaktan sanıksınız.
Sizleri reyting masalarına yem edenlere karşı direnmeyi öğrenmelisiniz.
Korkmayın, Allah'tan başka kimseden korkmayın.
Bir annenin en acı gününden yararlanan haberciliğin kanallarını ve patronlarını boykot edin.
Onların gazetelerini okumayın.
Televizyonlarını izlemeyin.
Mamullerini satın almayın.
***
Daha ne kadar öldürebilirler ki sizleri?
Daha kaç kere kaldırabilirler ki cenazenizi?