Mutluluğu yemeklerde arayıp kilo alanlardansanız diyette son trend 'besin günlüğü' tutmak. Her gün ne yediğinizi yazın rahatlayıp, zayıflayın...
***
Günlük tutarak incelin
Obezitenin önüne geçilemeyince gözler kilo almadaki psikolojik nedenlere çevrildi. Sizin de kilo verememenizin altında psikolojik nedenler varsa yeni kilo verme yöntemi artık:.
Günlük tutarak zayıfla! Dünya obeziteyle baş etmenin yollarını ararken ideal kilosuna kavuşmak için her hafta başka bir diyeti deneyen kadınlar da sonuç alamamaktan yoruldu...
Şok diyetler inandırıcılığını kaybetti, diyet konusunda her kafadan başka bir ses çıktı. Şok diyetler güvenilirliğini kaybederken her geçen gün çıkan diyet yöntemlerine karşılık obezite her gün büyüyen bir sorun olarak insan sağlığını tehdit etmeye devam etti. Hal böyle olunca, başta obezitenin en yaygın olduğu Amerika'da olmak üzere, uzmanlar kilo almanın ve önüne geçilemeyen iştahın arkasındaki psikolojik nedenleri araştırmaya başladı. Bununla ilgili somut verilere ulaşan uzmanlar; pskilojik sebeplere bağlı kilo alma sorunuyla ilgili yeni yöntemler ve çözüm yolları geliştirdiler. Ülkemizde de yeni yeni keşfedilmeye başlanan 'kilo almada psikolojik nedenler'in araştırılmasının Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun Yaşasın Hayat Kliniğinde uygulanmaya başlandığını geçtiğimiz haftalarda duyurmuştuk. İşte bu alandaki çalışmalarını Amerika'da tamamlayarak geçtiğimiz yıl Türkiye'ye dönen Uzman Danışman Psikolog Feyza Bayraktar ile kilo almanın arkasında yatan psikolojik faktörlerin önemini ve bununla mücadele etme yöntemlerini konuştuk...
Cinsel taciz kilo alma nedeni... Beden imajı üzerine de Amerika'da klinik çalışmaları yapan Feyza Bayraktar, 1970'lerden bu yana zayıf kadının imajının kadınlarda toplum tarafından onay görmek ve karşı cins tarafından beğenilmek için önem kazandığını hatırlatıyor. Bayraktar, ideal kiloda olmanın sağlık açısından önem kazanması gerektiğini anlatarak kilo almanın ya da bir türlü verememenin ardında öncelikle uzman doktorlar tarafından fizyolojik ve genetik sebeplerin araştırılması gerektiğinin altını çiziyor. Çevresel faktörlerin de etkili olabileceğini anlatan Bayraktar, psikolojik sebeplerin bu güne kadar gözardı edildiğini ancak bir türlü çözülemeyen obezitenin bu yolla çözümlenmeye başlanmasının dünyada da yeni bir eğilim olduğunu belirtiyor. Duygusal açlıktan strese, öfkeden savunma içgüdüsüne kadar birçok duygusal etkenin, çok yemeye neden olduğunu anlatan Feyza Bayraktar, en sık rastlanan nedenlerden birinin ise fiziksel ve cinsel taciz ile aile içi şiddet sonucu ortaya çıkan savunma güdüsünden kaynaklandığını belirtiyor. Bayraktar, bu süreci şöyle açıklıyor: "Kişinin bilinçaltında durmadan yemek yiyip olabildiğince kilo alırsa vücudu kiloyla bir zırh gibi kaplayıp koruyabileceği duygusu oluşuyor. Bu bilinçaltının yarattığı bir etkidir. Mesela cinsel tacize uğramış kadın, bu yüzden kilo problemi yaşıyor ama bir yandan kilo vermeye çalışıyorsa vücut direnç gösterir. Ve kilo verirse travmatik sonuçlara sebep olabilir. Çünkü bilinçaltı ister istemez savunmasız kalmış duygusu yaşatır. Hastalık korkusu da aynı şeye sebep verebilir. Önce bu çözülmeli." Feyza Bayraktar, psikolojik sebeplere bağlı yeme bozukluklarının, tepkisel yeme bozukluğu ve gece yeme sendromu olarak ortaya çıktığını söylüyor.
Durdurulamayan yemek aşkı Mutsuzken kendinizi durdurmadan tıka basa yemek yediğinizi ya da geceleri yemek yiyemeden uyuyamadığınızı hatta gece uyanıp bir şeyler yediğinizi fark ediyorsanız yeme bozukluğunuzun ve kilo almanızın nedeni psikolojik kökenli olabilir. Psikolojik sebeplerden kaynaklanan yeme bozukluklarının iki türlü ortaya çıkabildiğini söyleyen Feyza Bayraktar, bu sonuçları tepkisel yeme bozukluğu ve gece yeme sendromu olarak sıralıyor. Tepkisel yeme bozukluğunda kişinin kendini rahatsız hissedene kadar "tıka basa" yediğini anlatıyor. Hatta kişi yemeğin hemen ardından bile abur-cubur yemeye devam ediyor. Yemek yemenin en iyi duygusal anestezilerden yani uyuşturuculardan biri olduğunu söyleyen Bayraktar, "İnsan kendine acı veren bir şeyi hissetmek istemediği zaman başka bir şeye bağlanır, bu içki de olabilir ama en kolay ulaşılabilir şey yemektir. Dolayısıyla insan acı, öfke, stres ve üzüntü veren duyguları hissetmemek için kendini yemeğe veriyor. Aynı zamanda yemek, insana zevk veren bir şeydir. Tam tersi de olabilir... Üzülünce iştahın kesilmesi ise zevk veren şeylerden kendini mahrum etmek sonucu ortaya çıkar" diyor.