Onun esas yeri Çameli.Denizli'den otobosa atlasan 2 saat kadar çekiyor oraya gitmen. Sorsan; "HayriBeyiarıyoruz" desen kimse anlamıyor dediğinden. "KöyçalgıcısıHayriBaba'yımıarıyorsunuz?" diyorlar. Elli türlü tantanadan süzülüp sonunda buluyorum onu. Soluklandıktan sonra da kulaklarımıza, kalbimize bir güzel yerel müzik ziyafeti çekiyor. Bizim cura deyip geçeceğimiz türden mini mini bağlamayı 3 telli saz adıyla 'şelpeusulüyle' yani mızrapsız çalıyor. Ardından başlayan da koyu bir sohbet... - BenseninoellerindenbindefaöperimHayridayı... - Ben de senin gözlerinden öperim yeğenim... - Anlatdesemsıkılırmısınhikayeni? - Isırgana tel takmakla başladım... - Isırganamı? - Burada kadınlar ekmek pişirirken kullanır ısırgan denen sopayı. Mustafa dedem esasını çalardı bu 3 tellinin. Arkadaşları da gelirdi atışma yaparlardı. Dinleye dinleye, boza kurcalaya kaptım zanaatı.
DAĞBAŞINDADUMAN - Okulokundunmu? - Hayır. Askerde öğrendim okumayı yazmayı... - Aliokuluderlerhani? - Hah işte orada. Bizim gençlik günlerinde kış vakti oyun damında, yaz gelince de oyun taşında toplanırdık. Ben keçi çobanıydım dağlarda. Haberleşir toplanır çalar söylerdik... - Nasılhaberleşirdinizdağbaşında,dumanlamı? - (gülüyor) Çobanlar tepelerden tepelere oradan da evlere ayna tutardı. Ayna yüzüne vurunca anlardın ki akşam toplaşıp coşacağız. Gitmezsen çok ayıp. Töreye göre ille gideceksin. - Sonraçokilerletipmeşhurolmuşsun... - Meşhurluğumuz yabancı memleketlerde var da burada kıymetimiz bilinmezdi pek. Şimdi biraz düzeldi hoca yaptılar beni konservatuara. - Nasıltanıdıseniyabancılar? - Uzun hikaye ama gazete yazdı bak diyor. Bir kupür tutuşturuyor elime. Orada yazanları az öteye yazayım da mucize nedir görün.