Ne zaman sevda dolu sözcükler seçsem konuşurken; yolu gurbete düşen bakışlarla karşılaşıyorum. Büyük usta Bedrettin Cömert, temmuz tozlarına düşmeden önce söylemişti; "Kaypaklık, iğrençlik çukurunda yaşıyoruz." Tamam, birileri hem de önemli birileri söyleyince olayın vehameti artmıyor tabii ki. Ama yıllarını hayatın bu tarafını sağaltmaya harcamış insanlar konuşunca tabii ki önemli oluyor. Her neyse hep söylerim; mevzuu o değil! Asıl mevzuumuz bir aşkı anlatmak için seçtiğim sözcüklerin yabancılaşması yol uzamında. Uzamında bir sevdanın seçtiğim sözcüklerin yerini yabancı duruşların almasında gariplik. Geçmişte-ilk gençliğimde-buğulanan camlara kalp resimleri çizerdi liseli ağabeylerim. Bunu ilkokulda okuduğum yıllarda bizatihi gördüm.
CAMLARDAKİ BUĞU
Şahidim bir liseli abinin karşı binada cam kenarında oturan güzel bir ablaya görsün diye buğulan cama parmağıyla kalp çizdiğini. "Buğulanan camlarda izdüşümü bir sevdanın!" diye yazdıydım ilk gençliğime vardığımda aynı okulda; "Buğulanan camlarda izdüşümü bir sevdanın!" Güneş çatımızda unutup da saçlarını serçelerle taradığımız dönemlerin sözcükleri geliyor aklıma. Yazdığı mektuplarda; "Bana verilmiş sözün var / birlikte yürüyeceğiz bu şehrin kaldırımlarını / küçük adımlarımızın yorulmaz duyarlılığıyla!" deyişi geliyor o alev soluklu kızın aklıma. Aklıma aynı yolu aynı yola yürüyenlerin ah de vefa sözcükleri geliyor.
SEVDA BİÇİM
Bir şarkısında Derya'nın; "Yaprak yaprak açtırırsın / ilk yaz nasıl açtırırsa!" tümcesine kurduğu melodinin tadı, o erguvani bahçenin içinden geçen çocukluğum, yemyeşil bir ırmağın üzerinde geçen o ilk gençlik günlerim geliyor aklıma, aklıma bir türlü vazgeçemediğim o güldestesi sözcükler düşüyor, sakalımdan nem kapan o yeni yetme gazeteci takımının kifayetsiz, iş bilmez, kendilerini hayatın içinde bir yere koyan kadir-kıymet taşımaz soruları geliyor... Aklıma en çok; "Bu nasıl bir sevme biçimidir?" sorusu geliyor sevgilimin. Bu son yazlardan birinin başladığı öngünlerde.
Çünkü; "Sevdim seni eskidi bir yerleri zamanın / sen geldin / badem çiçek açar gibi geldin / eskidi çiçek biçim / eskidi zaman biçim!"