Kesişen Yollar son aylarda gösterime giren en iç paralayan filmlerden birisi. Fragmanını seyrederken nelerle karşılaşacağımı biliyordum ama doğrusu bu kadarını beklemiyordum. Güle oynaya biten bir günün ardından gelen bir kaza ve ardından yaşanan büyük bir kayıp ve bir ailenin yaşadığı acılı süreç. Peki bu suçu işleyen kişi... Ya o ne durumda ? "Kesişen Yollar" hem ailenin hem de suçlunun psikolojisini yansıtıyor.
Ethan ve eşi Grace 10 yaşındaki oğulları Josh'un çello çaldığı resitaline katılırlar. Aynı saatlerde başka bir baba-oğul olan Dwight Arno ve Lucas bir basketbol maçından dönmektedir. Resitalden sonra evin yolunu tutan aile Reservation Road üzerindeki bir benzin istasyonunda durur. Bu benzin istasyonunda Learner ve Arno ailelerinin yolları kesişecek, kaza hayatlarını değiştirecektir.
Suç ve Ceza Terry George'un yönettiği "Kesişen Yollar" filminde 2 tema göze çarpıyor:
"Kayıp" ve
"suçun bireyselliği". "Kayıp" temasını filmin son anına kadar görmek mümkün. Yönetmen, kayıp teması çerçevesinde kaybedenin ve bu kayıba sebebiyet verene vicdan muhasebesi yaptırıyor.
Terry George, kazayı yapan Dwight Arno karakteri ile suçlu psikolojisini derinlemesine tahlil ediyor. Karakterler o kadar başarılı yaratılmış ki bir süre sonra onların yanında taraf olup üzülüyorsunuz.
Bu Nasıl Kötü Adam? Bu filmin kötü adamı Dwight Arno son derece sempatik, sıcakkanlı birisi. Yaşadığı suçluluk psikolojisi ile cezasını kendisi veriyor. Dwight Arno izlediğimiz -İçimdeki Ben vs.- diğer filmlerdeki gibi içindeki öfke ile suç işleyen birisi değil.
Bir kaza ile kesişen iki ailenin hayatı, Dwight Arno'nun Ethan Learner'ın yani bu ailenin avukatı olması ve bu davayı alması ile çakışıyor. Bundan sonrası zaten Dwight'ın tam bir vicdan muhasebesi.
Küçük Kadrolu "Kesişen Yollar" bir aile trajedisini anlatan küçük kadrolu, büyük filmlerden. Filmin dramatik yapısı daha çok 2 erkeğin üzerine kurulmuş. Filmin odağı ikisi var. Kadınlar hikaye gereği geri planda tutulmuş. Bu nedenle Joaquin Phoenix ve Mark Ruffalo ön plana çıkıyor. Az ve öz sahneleri olan Jennifer Connelly ve epeydir izleyemediğimiz Mira Sorvino fazlasıyla göz dolduruyorlar. Keşke rolleri biraz daha uzun olsaydı. Onları izlemek çok zevkli.
Keyifle izlediğim diğer oyuncu ise Joaquin Phoenix. Bu yıl "Gecenin İki Yüzü" ile izlediğimiz Phoenix, Prof. Ethan rolüne cuk oturuyor. Oğlunu kazada yitirdikten sonraki süreçte acısıyla bir türlü baş edemeyen ve intikam peşine düşen baba da muhteşem bir karakter yaratıyor. Bu rol Phoenix'in "Gladyatör"den beri koltuğuma mıhlanarak izlediğim neredeyse ilk rolü. Yönetmen Terry George kolay kolay unutulmayacak bir finalle filme noktayı koyuyor. Bu sahnede de Mark Ruffalo kalbimizi çarpıyor ve duygu yoğunluğu doruğa çıkıyor. Sahne muhteşem yazılmış, yönetmen her türlü hünerini döktürmüş, oyuncular oynamamış, yaşamış. "Babam ve Oğlum"da sonra en çok gözyaşı döktürecek film bu olsa gerek.