Dünya derbisi oynandı, Galatasaray Fenerbahçe'yi 1-0 mağlup etti. Ne kadar önemli bir bilgi verdim değil mi? Oysa bütün Türkiye, daha Cumartesi akşamından itibaren bu maça kilitlendi. Tahminler, takımların durumu falan filan... O çekişmeli hava beni bile sardı. Maç saati yaklaştıkça heyecan had safhaya ulaştı. Bu size normal geliyorsa çok yanılıyorsunuz. Konu futbol olunca, kendimi önüne ansiklopediler yığılmış okuma-yazma bilmeyen bir insan gibi hissediyorum. Mesela rahmetli babamın yıllarca ofsaytın ne olduğunu anlatması yetmezmiş gibi şimdi de eşimin bütün çabaları sonuçsuz kalıyor.
Şiddet yansımadı
Ama bu derbi nedendir bilinmez ben de bile heyecan ve coşku yarattı. Önceki günlerde izlediğim futbol programlarından olsa gerek, takımların durumları hakkında bile bilgiye sahiptim. Tabii bunlar bir yana maçtan önce hiçbir haber bülteninde kavga-dövüş görüntüleri olmaması da beni fazlasıyla mutlu etti. Söz konusu bu kadar büyük bir derbi olmasına rağmen, iki takımın taraftarları maç öncesi sakin ve centilmence stada yerleşmeyi başarmıştı. Her iki tarafta da rengarenk bayraklar ve müthiş bir coşku ekrandan çıkıp evleri sarmayı başardı. İlk gol de baya baya coştuk. Ama ne yalan söyleyeyim, iki takımın da taraftarı olmadığım için futbol izlemenin keyfini çıkardım. İki tarafın preslerinde de coştum. 37. dakikadan sonra 82. dakikaya nasıl geldiğimi bile anlamadım. 82. dakika da Fenerbahçe'den umudum tükendi. Maç sona erdi, ama tabii ki o hava dağılmadı ekranda. Hemen maçın ardından yorumlar ve tekrarlar için seçtiğimiz kanal tabii ki TRT 1'di. Pazartesi gazeteye geldiğimde sadece bizim değil, Türkiye'nin de TRT 1'deki Stadyum'u tercih ettiğini gördüm. Kaliteli ve seviyeli bir program olmasına rağmen bu maça kadar 'Var Mısın, Yok Musun?'u geride bırakmayı başaramayan programa belli ki Fenerbahçe- Galatasaray derbisi yaramış. Diğer spor programları ise kelimenin tam anlamıyla nal toplamış. Büyük derbi hatırına Pazar günü yayınlanan 6 Pas bile Stadyum'un başarısını yakalayamamış.
Sportif aktivite
Vallahi özellikle maçın ardından kaptan Ümit Karan ve tüm maç boyunca bağırırken ekrana gelen Ayhan'ın röportajları da gayet başarılıydı. Bu arada Galatasaray'ın eski teknik direktörlerinin mutluluğu da ekranlara yansıdı. Feldkamp ve eşinin maçın sonunda birbirlerini kucaklaması ise maça böyle bir aile tadı kattı. Maçın kalitesi kadar, duygusunun da ekrana yansıması, maçlardan önce ve sonra şiddet yaşanmaması kadınların da ekrana bağlanmasını sağlayacak diye düşünüyorum. Futbol karşılaşması, savaş değil de gerçekten sportif bir aktivite olduğunda erkeklerin tekelinden çıkacaktır.