Siyaset sahnesi belirsizlik ve soru işaretleriyle dolu... O kadar çok senaryo var ki ve üretiliyor ki işin içinden çıkmak imkansız hale geliyor. Herkesin kafası karışık. Türkiye'yi bekleyen açık ve yakın tehlike, istikrarsızlık dönemine girmek. Anayasa Mahkemesi'ndeki AKP'yi kapatma davasıyla birlikte, büyük bir istikrarsızlık tehlikesi ülkemizin kapısını çalmış durumda. Siyasal ve ekonomik istikrarsızlığın ilk belirtileri şimdiden su yüzüne çıkmaya başladı bile...
Kimyönetecek? Genel seçimlere giderken, ilişkileri anlamlı, elit zümrelere yakın bir bürokratsiyasetçiyazar, "Bütün dünyada ülkeler elit bir sınıf tarafından yönetilir. Bu sınıf, bürokratlar, medya sahipleri ve çalışanları, yargı organları üyeleri, üniversite mensupları, sanatkarlar ve bunları finanse edenler ile ülkenin zenginleri tarafından oluşturulur. Gelişmekte olan ülkelerde, bu sınıfa 'silahlı kuvvetleri' de eklemek gerekir. Zaten, anayasalar da bu esasa göre hazırlanmıştır" iddiasında bulunmuştu. 22 Temmuz'da sandıktan çıkan sonuç, "elit sınıfların yönetimini" imkansız kıldı. Millet, egemenliği kendi adına kullanma hakkını AK Parti'ye ver di. Sessiz çoğunluğun sesi iktidara geldi.
Düğümnoktası İşte, Türkiye'de meydana gelen tüm gelişmelerin düğüm noktası burası. Artık Türkiye'yi eskiden olduğu gibi "elit sınıf" yönetmiyor. Ancak, halkın seçtiklerinin yönetmesine de izin vermiyor. "Zaten bu esasa göre hazırlandığı" iddia edilen Anayasa kullanılarak, halkın tercih hakkı kısıtlanmak isteniyor.
AKParti'ninyeri Dr. Yalçın Akdoğan, AKP'nin "muhafazakar demokrat" söyleminin mimarı. "AKP ve Muhafazakar Demokrasi" adlı kitabı nedeniyle, parti içinde ona "doktrin hocası" diyorlar. Kitap, AKP'nin bir nevi Anayasası. Akdoğan, gezilerinde eşlik ettiği Erdoğan'ın gittiği her yerde, yaptığı her görüşmede notlar tutuyor. Bu notları toplayıp, AKP'nin liderlik tarihçesini yazacak. Yasin Doğan takma adıyla yazılar yazıyor. Yasin Doğan'ın (Yalçın Akdoğan) 17 ve 18 Nisan'da 2 gün süren "Erdoğan'ın Gerçek Başarısı" başlıklı yazıları dikkatle okundu, siyasi mahfillerde detaylı değerlendiriliyor. Neden? Akdoğan kritik bir uyarıda bulunuyor: "AKP uçta, hizipçi, bölgesel bir partiymiş muamelesine maruz kalıyor. Siyaseti ayrıntıcı, kutuplaştırıcı bir siyasetmiş gibi lanse ediliyor. Takiyyeci, din istismarı yapan, din devleti hedefiyle toplumu dönüştüren bir hareketmiş gibi gösteriliyor. Ama asıl sorun, AK Parti'nin ortaya koyduğu siyaset tarzı yanlış gibi gösterilirse, yerine daha iyisini koymanın mümkün olmamasıdır. Kimlik siyaseti, klikçi, uçta, kutuplaştırıcı, bölgeci, etnik siyaset Türkiye'yi kucaklayamaz, birlik ve bütünlüğü koruyamaz. AK Parti'nin hem tabanını hem Türkiye'nin mevcut şartlarını olumlu yönde dönüştürmesi görmezlikten gelinirse, bu siyaset tarzının yerine neyin ikame olacağı iyi hesaplan mazsa, hem Türk demokrasisi hem de Türkiye karanlık bir tünele doğru itilmiş olur." Bunun üzerinde kimler kafa yoruyor?