Bunca klarnet üstadının adını, hayatını kendi izlenimlerimden, düşlediklerimden yanim kısaca; iz'DÜŞÜM'lerimden saymama rağmen, niye bir türlü başlıkta adı geçen adama, Tüysüz Francesco'ya gelemeyişimi sorarsınız belki. Aslında daha da önce "Kimmiş yahu bu tüysüz gavur?" diyeniniz de olur. O adam mühim adam dostlarım. Çünkü o olmasa ne Kandıralı Mustafa ne Şükrü Tunar, Ne Hüsnü ne de ünlü ünsüz, çırak usta klarnetçi olmazmış bu memlekette. Çünkü bu çalgıyı ilk getiren o olmuş Türkiye'ye. Öyküsü de hoş öykü, anlattım, okuyun seveceksiniz...