Özel okullar yeni öğrenci kayıtlarına başladı, bazı okullar hakkında çeşitli söylentiler de başladı. Neymiş, satılmış, cemaat okuluymuş gibi ithamlar. Bilfen bu söylentilere en çok muhatap olan okul. Nedeni belli, her yıl büyümesi.
Biz neyi savunuyoruz? Türkiye'de hala yüzde 2'lere bile ulaşamayan özel eğitimin büyümesini.
Davamız nedir? Eğitimin kaliteli hale gelmesi.
Çağdaş Batı'yla yarışır hale gelebilmek.
Bunu nasıl başarabiliriz? Özel teşebbüslerin katkılarıyla.
Bu ülkede özel eğitimin herkese yararı olduğu, özellikle yoksul kesime de yararı olduğu iyi algılanması gerekiyor. Çünkü devlet, özel okula giden öğrenciye harcayacağı eğitim ücretini gidemeyen yoksul için kullanıyor. Yani devlet 10 liraya 8 öğrenci okutacağına 7 öğrenci okutuyor. Özel sektör büyürse, devlet aynı bütçeyle daha az öğrenciye eğitim hizmeti verebilecek, bu da kaliteyi artıracaktır. Fena mı? Ayrıca, özel okullar önemli oranda burslar vererek fırsat eşitliğine katkı sağlıyor. Kaliteyi ve başarıyı artırıyor. İstihdam sağlıyor.
Durum böyleyken, okul açan insanları taçlandırmak gerekir, karalamak değil.


Bilfen Okulları'nın kurucusu Osman Öztürk eski bir eğitimcidir. Coğrafya öğretmenidir. Hayatı boyunca hep eğitimin içerisinde bulunmuştur. Kısa süreli başka sektörlerde çalıştı ama kazandığını yine eğitime yatırdı. İlk olarak 1972 yılında Ataköy'deki Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi'yle eğitim yatırımına başladı. 1987'de Türkiye'nin ilk özel fen lisesi olan Üsküdar Fen Lisesi'ni kurdu. Ardından Bilfen Okullarını.
Bugün Bilfen toplam 25 okulda, 5 binin üzerinde öğrenciye eğitim hizmeti veren, bin 200 kişiye istihdam sağlayan büyük bir kurum haline geldi. Eğitim kaliteli olmasa, bunca insan çocuğunu verir mi? Osman Öztürk'ün başarısı tesadüf değildir. 24 saatin 18 saatini okulunda çalışarak geçiriyor. En büyük yardımcısı ve arkadaşı oğlu Fatih Öztürk...
Osman Bey ve oğlunun bu ülkeye yararını görmemek için kör olmak gerekir, kör. Örnek bir eğitimci olan Osman Öztürk gibileri takdir edip cesaretlendireceğimiz yerde, karalamaya çalışanları gördükçe üzülmemek elde değil. Neymiş arkasında bilmem ne desteği varmış! Benim tanıdığım Osman Bey, bu ülkede cemaatların kapısını en son çalacak eğitimcidir. Cemaatların da işbirliği yapacağı en son kişidir.
Ben kendi adıma Osman Öztürk'e ve onun gibi yoksulluktan gelip eğitime yatırım yapanlara şükranlarımı sunuyorum.
İyi ki varlar. Gerisi fasa fiso.