ÖSS başvuruları, 7 Nisan'a kadar devam edecek. Bu yıl 1 milyon 800 bine yakın öğrenci, üniversite kapılarında şansını zorlayacak. Ne yazık ki, bunun sadece 425 bini bir yüksek öğretim kurumuna girebilecek. Üniversiteye girmeye yöneltilmiş milyonlarca genç beyin ve her yıl yüzde 75'inin hüsranı. Bu yaşlarda onları bu yıkılmışlığa terk etmenin vebalini kim üstlenecek? Eğer liselerdeki bu çarpıklığı düzeltemezsek, gelecek yıl uygulamaya konacak olan üniversite giriş sınavlarındaki iyileştirmenin de yararlı olacağını düşünmüyorum.


Anadolu liseleri, fen lisesi, özel liseler, azınlık liseleri, genel liseler ve meslek liseleri... Bu yıl ortaöğretim kurumlarımızda toplam 3 milyon 258 bin öğrenci mevcut. İçlerinde özel, Anadolu ve fen liseleri yüksek öğretim kurumlarına girebilmek için daha avantajlı. Peki bu ayrımcılık değil mi?


Çocukları üniversiteyi kazanmaya şartlanmış bir eğitimden kurtarmalıyız. Akademik ağırlıklı, iyi yabancı dil veren tek tip liseler yapalım. Öğrenci üniversiteyi kazanamadığı takdirde, hayatı kaybetmemeli. Meslek liselerinin amacına ulaşabilmesi için en az 2 yıl sağlam bir akademik eğitim yapması gerekir. Daha sonra 3 ve 4. yıllarda meslek eğitimi almaları daha sağlıklı olacaktır. Dileyen, 2 yıl da Meslek Yüksek Okulu eğitimi alabilmelidir.


Bilinçli, üretken gençliğin yetişmesi için akademik altyapı kaçınılmazdır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın liselerin yeniden yapılanması konusunda çalışmaları olduğunu biliyoruz. Üniversite giriş sınavlarında uygulamaya geçecek olan Seviye Belirleme Sınavı benzeri bir yöntem olumlu bir yaklaşımdır. Ancak önce liselerde karmaşıklık ve haksızlık giderilmeli. Gençlerimizin amacı aynı zamanda hayat başarısı olmalı.