Aşağıdaki haberi iki açıdan yorumlamak olasıdır... Birincisi, son çeyrek yüzyılda dünyaya egemen olan neoliberal ekonomilerin azgın acımasız uygulamalarında şirket CEO'larının ne derece başbelası haline gelmiş olmaları bakımından... İkincisi de, Türkiye gibi ülkelerde bile medya ve basında CEO kavramlarının ortaya çıkmasıyla, gazetecilikle CEO'luğun bağdaşıp bağdaşmayacağı bakımından yorumlanabilir.
***
Benim iki noktada da yorumum açık.
Neo-liberal ekonomiler sadece dünya halklarını soyup soğana çevirmemekte, kendi ülkelerini de soymaktadır. Bunun yarattığı CEO'luk sistemi, yeni tip bir diktatörlüktür. Ekonomik gücün, hükümetler üzerinde de politik olarak kullanılması şeklindedir.
Bu sistemi basına ve medyaya uyguladığının zaman da gazeteciliğin intihar ortamını yaratmış olursunuz.
Şimdi haberi okuyalım:
ABD'de ekonomik kriz var. Dev şirketler ardı ardına gümbürdeyerek batıyor.
30 milyon ABD'li, ekmek için karneye bağlanmış durumda.
En büyük 10 borsa şirketi, 55 milyar dolar zarar açıkladı, küçük hissedarların kaybı ise 200 milyar dolar olarak hesaplanıyor.
Buna mukabil 10 şirketin CEO'larına 320 milyon dolar prim verildi.
***
Öteki büyük Amerikan CEO'larının "götürdükleri" de aşağıda:
Şirketi Merrill Lynch'in hisseleri yüzde 44 değer kaybederken, CEO'su John Thain geçen yıl 83 milyon doları cebe indirdi. Yıllık maaşı 750 bin dolar.
Oracle'nin CEO'su Lawrence Ellison; 61 milyon dolar ödeme aldı, yıllık maaşı 1 milyon dolar, 8 milyon dolar da nakit prim kazandı.
Goldman Sachs'ın CEO'su Lloyd Blankfein'ın yıllık maaşı 600 bin dolar, geçen yıl 53 milyon dolar aldı.
Amerikan Express'in CEO'su Kenneth Chenault'un yıllık maaşı 1.2 milyon dolar, geçen yıl 50 milyon dolar kazandı.
Morgan Stanley'in CEO'su John Mack, geçen yıl 41 milyon dolar kazandı, yıllık maaşı 800 bin dolar.
***
Birkaç örnek verdim size. Liste böyle gidiyor.
İçinde yaşadığımız sistem neo-liberalizm ise yıllık kârın maksimizasyonundan başka şirketlerin ve yöneticilerinin hiçbir kaygısı yoksa, bundan başka bir manzara çıkmayacaktır.
İnsan yığınları sürünürken, tepedekiler daha da yükselecek ve yüceleceklerdir.
Yalnızca yoksulların değil, beyaz yakalıların da gün günden biraz daha fazla iflasa ve mutsuzluğa sürüklenmesinin temel sebebi, bu arsız CEO'luk sistemidir.
Bir de bizim ülkemizde olduğu gibi medyayı ve basını kendilerine "CEO" diyen açgözlülüğe teslim edersen, görüp göreceğin gazetecilik de işte bu kadar olur.