Haftalık yayınlanan İngiliz dergisidir The Economist.
Kendisini "saygın yayın organı" diye yutturmayı başarmıştır.
Fakat satırlarındaki "saygınlık" peçesini kaldırdığınız zaman, altında İngiliz sömürge zihniyetinin "demokratik ve çağdaş görünümlü" sesi olduğunu görürsünüz.
Bunların demokrasi anlayışı küresel İngiliz amaçlarına endekslidir.
***
Şaşırdığımı sanmayın.
İngiliz dergisi, elbet İngiliz çıkarlarını gözetecek.
Beni şaşırtan, bizim medyamızda köşebaşlarına oturtulmuş ve kendilerini "liberal demokrat" diye yutturan çetenin, The Economist'e veya Le Monde'a bakmadan dişlerini fırçalayamaz hale gelmiş, getirilmiş olmasıdır.
***
Bakınız, İngiliz The Economist, 31 Mart 2008 tarihli yazısında, AKP'ye bütün gücüyle destek verirken, ne söylüyor:
"Batılı gözlemciler davanın arsız bir biçimde siyasi olduğunu ve Türkiye'nin AB umutlarını daha da azaltacağını ifade ediyor."
Neymiş?
Yargıtay Başsavcısı'nın AKP aleyhine açtığı dava, "arsızca" siyasi imiş!
***
Bu davanın tabii ki politik sonuçları bakımından siyasi olduğunu da kabul ederim.
Ama bir İngiliz dergisinin, Türk Yargıtay'ının yetkisini Anayasa'dan alan bir hukuki tasarrufunu "arsız"lıkla nitelemesini asla kabul etmem.
Neden etmem?
Arsızlıktan söz edilecekse, Büyük Britanya İmparatorluğu'nun yeryüzünün gördüğü en arsız imparatorluk olduğunu bildiğim için kabul etmem.
Bunlar, sömürgelerinde İngiliz kumaşı satmak için kaşmir dokuyan Hintli ustaların bileklerini kesmiş bir millet oldukları için kabul etmem.
Bunlar, daha 5 yıl önce Amerika ile birlikte Irak'a "arsızca" daldıkları ve koca bir ülkeyi talan ettikleri için kabul etmem.
Ortadoğu'yu 1. Dünya Harbi'nden sonra tamamen İngiltere'nin çıkarlarına uygun biçimde dizayn edip kavimlerin kültürlerini altüst ettikleri için kabul etmem.
***
The Economist, hâlâ Kraliyet Akademisi'nin küresel stratejilerini seslendirdiği için Türk yargısını "arsızlıkla" suçluyor.
Tabii ki böylece, Anayasa'dan aldığı güç ile ülkesindeki cumhuriyeti, çoğulcu demokratik sistemi korumaya çalışan ve tek parti diktasına engel olmaya çalışan Türk yargısı, o meşum İngiliz bakışı ile "arsızlık" yapmış oluyor.
Yürüyün anca gidersiniz.
Türkiye'deki liberal görünümlü "yerli işbirlikçilerinizi" de almayı unutmayın ama...