Akdeniz Üniversitesi karıştı. İlginçtir, çok uzun zamandan beri bu üniversite bilimsel çalışmalarıyla değil farklı çıkışlarıyla anılıyor. Örneğin üniversitenin rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Üniversitelerarası Kurul Başkanı. YÖK ile üniversite kavgasının sembol ismi, hatta lideri... Son aylarda üniversiteler adına hemen tüm açıklamalarda bizzat hocanın resmi var. Sonra geçen günkü olaylar. Sağ ve sol eğilimli öğrencilerin kavgası ve patlayan silahlar, özellikle yeni yetme gençler için göz pörtletici görüntülerdi. Ama yaşı 40 civarı ve üstü olanlar için o kadar tanıdık ki!.. Medyamız timsah gözyaşları arasında "Biz bu filmi görmüştük" diyor. Evet haklı, bu filmi görmüştük ama eksik görmüştük. Geçmişte de eksik göstermişlerdi şimdi de... Evet, öğrenci olayları özellikle ülke gündeminin ısındığı dönemlerde hız kazanır. Ama öğrenci olaylarından önce hep ve sürekli üniversite hocalarının bildirileri, yürümeleri, karşı çıkışları ve hatta gündemin ateşine odun atışları hep es geçilir. Oysa film bütündür. Üniversitenin hocaları, YÖK ve siyasi iktidar ile kavga ederek o nahoş görüntülerin fitilini ateşleyen kesimdir. Prof. Dr. Mustafa Akaydın üniversitenin girişine yığınla güvenlik ekibi dikip sırf başı örtülü olduğu için kız öğrencilerine karşı kale duvarı örerken, beli silahlı tipler kale duvarından vızır vızır girip öğrencilere ateş ediyorlar. Ama öyle işte, silah tehlike değil türban tehlike. Ne de olsa silah söz konusu olduğunda laiklik mevzu dışı. 1-2 öğrenci ölüverse hiçbir önemi yok. Bu filmi görmüştük evet. Öğrencilerin şiddet dolu görüntülerinin öncesinde onları bu psikolojiye hazırlayanların varlığı unutturulmaya çalışılmıştı. Şimdi de öyle, "Yapmayın evladım, etmeyin gençler" nidaları yükseliyor ama kimse dönüp de "Ya hocam türbanlı 3-5 kız ile uğraşacağına üniversitene sahip çık" demiyor. Darbeler yapıldığında da prof. sıfatı taşıyanlar en başta şakşakçılık yapmıştı. O yüzden film tekrarlanıyor ama eksik oynatılıyor.