O zamanlarda yani 60'lı yılların başında, deplasmana gidip de takım destekleyen seyirci diye bir şey yoktu. Bunu icat eden, Kırım ve Balkan göçmenlerinin yoğun olarak yaşadığı Eskişehir'in taraftarlarıydı. Yaklaşık 20 bin taraftar dış saha maçlarında, otobüs, kamyon, kamyonet, motosiklet, tren ya da bulabildikleri diğer taşıt araçlarıyla o kentten o kente gidiyor, takımlarını coşkuyla destekliyorlardı.
DİLLERE DESTAN Yine o devirlerde
"amigo" diye bir şey de yoktu elbette. Ama 1. Lig'de henüz 2. yılını geçiren Eskişehirspor'un dillere destan bir amigosu vardı çoktan.
O genç adamın adı
"Amigo Orhan" dı.
Orhan gayet iyi örgütlenmiş taraftarlarıyla o deplasmanlara gidiyor, maç öncesi sahanın ortasından, maç sırasında da tribünden binlerce seyirciyi ateşliyordu.
'SEVE SEVE VERİRİZ' Tarihi maç gelip çattığında,
Fenerbahçe yönetimi
"Bu güçten yararlanalım" diyerek
Eskişehirspor Kulübü'ne resmi bir yazı yazdı.
Bir nevi
"Allah'ın emri Peygamber'in kavliyle" Amigo Orhan'ı 1 maç için transfer etmek istedi.
Kulüp
"Bu milli bir davadır. Seve seve veririz" dedi.
Amigo Orhan ve arkadaşları bu daveti son derece gururlanarak ve gözyaşları içinde kabul etti.
Böylelikle, dünyanın en büyük orkestrasının şefi
Orhan Erpek ve 40 arkadaşı yalnızca tek bir maç için transfer edildi
Fenerbahçe tribünlerine.
YENDİK YA! O gece futbol tarihimizde ilk kez muhteşem bir koro bu efsane amigonun yönetiminde unutamayacakları bir darbe gecesi yaşattı İngilizler'e.
İlk golü atmalarına karşın,
Abdullah Çevrim ve
Ogün Altıparmak'ın golleriyle
21 kazanıp turu geçti
Fenerbahçe. Türkiye tek yürek, tek beden olarak zaferi soludu.
Bu zaferde tekrar edelim ki futbolcular kadar tribündeki sihirli taraftarın da rolü büyüktü ve sihirbazın adı elbette ki
Amigo Orhan'dı.