* Aşk yazılarıyla ilgili çok mail alıyorum, bunların kitabı var mı diye soruyorsunuz. Var!
"Al Yastığımdan Kokunu" ismiyle, Ares Yayınları'ndan çıktı. İşte o kitaptaki 52 aşk denemesinden biri aşağıda
***
Benim dünya güzelim, tontişim
Keşke yanımda olabilseydin ve ben bunları gözlerinin içine baka baka sana söyleyebilseydim. Bir çırpıda hepsini yüzüne karşı söyleyebilseydim. Zor olduğunu bile bile yapabilseydim bütün bunları.
Sen karşımda oturup sulu gözlülük yapabilseydin bana. Sonra ben 'Ağlama ne olursun, ağlama bebeğim' diyebilseydim sana.
Şimdi çok uzaklardasın, ne benim bunları yüzüne karşı söyleme şansım var, ne de buna gücüm. Bilirsin, ben her şeyin içinden kötü bir şey çıkarmaya bayılırım. Bu huyumu seviyorum zannetme. Sevmiyorum! Hatta bu durumlarda ki bu durumların sayısı neredeyse yaşadığım her şey kadarkendimden nefret etmiyorum zannetme. Sevmiyorum bu huyumu, ama huy işte bırakmıyor ki insanı, bırak beni dediğin zaman.
Bütün güzelliklerin özünü kirletmeye üstüme yoktur bilirsin. Bilirsin duygusal adamımdır ve bende duygusallığın tanımı, iciğine kadar her şeyi berbat etmekle eşdeğerdir. Hoşlanmıyorum bundan, ama elimde değil. Hangimiz bundan hoşlanmıyorum dediğimiz her şeyi silip atabiliriz hayatımızdan? Hele içinize işlemişse bu duygular, ancak teneşir temizler.
Ama sen de kusursuz sayılmazsın. Dik başlısın bir kere.
Hayatı kendi yörüngen dışında dönmeyen bir yıldız gibi görmeye alışmışsın.
Sen dünyasın, ben senin uydun. Sen nefessin, ben solumak zorunda olan fani. Bekli haklısın!
Seni gözümün önünden bir dakika ayırdığımda kötü şeyler olacakmış gibime geliyor. Basıyorum içimden kendi kendime kalayı. Sonra, az biraz sakinleştikten sonra, yapma böyle diyorum. "Bir şey olmaz" diyorum. Olacaksa da yapılacak ne var diyorum.
Aşk bu kadar kıskançlığı kaldırmaz biliyorum. Biliyorum ya, sen gel bunu yüreğime anlat. Sen gel bunu o kalın kafama bellet. Sen gel bunu bu duyguları aklını kemiren adama
Şimdi yoksun! "Böylesi daha mı iyi oldu, bak şimdi yok" diyorum. Ona acılarını, itiraflarını, 'Yeniden başlayabiliriz' demelerini duyamayacak kadar uzakta diyorum. Ve hepsini kendi suçummuş gibi mutsuzluk haneme yazıyorum. Yanımda olsaydı yüzüne söyleyebilirdim her şeyi. Ona kızgınlıktan çılgına döneceği ne çok imalarda bulunabilirdim. Hatta açıkça onu kızdırabilirdim. "Öyle olsa daha iyi mi olurdu?" diyorum. İçimden koro halinde bir ses; "Sen bunlara dayanamazdın" diyor. Ben onları susturup, "Ama seviyorum ve aşk fedakarlık ister" demek istiyorum. İçimdekiler sesimi bastırıyor. Beni bırak susturmayı, konuşturmuyor bile. Belki de onlar haklı. Yanımda olsaydın, acılarım daha büyük olabilirdi. Ben seni gözümün önünden ayrılmadığımda seviyorum belki de!
Oburdum, şişmandım ama sen bundan hoşlanıyordun. Beni "Göbişim benim" diye seven başka birini hiç hatırlamıyorum. Bundan sonra da olabileceğine ihtimal yok. O sadece sana yakışır. Çirkince şeyler bile sen hoşlanınca ne de güzel görünüyor. Şimdi hâlâ şişmanım, göbeğim var, ama göbişim artık hiç olmayacak.
Daha çok söyleyecek sözüm var. Hepsini tüketmek niyetinde değilim. Nasılsa okuyamayacaksın, o halde neden telaşla hepsini bitireyim ki? Belki sonra tekrar seninle konuşmak istediğimde, iki söyleyeceğim daha olsun değil mi?
Hoşçakal benim dünya güzelimHoşçakal tontişim