Yıldız bilimcilerine göre, dün itibarıyla ve saatler 12.28'i gösterirken, Dünya yılın en iyi ve şanslı dönemine girdi.
Jüpiter ile Satürn'ün uyumlu konuma gelmesiyle, Dünya yeni dostluklara, arkadaşlıklara zemin hazırlayacak.
Ah canım Dünya! 12.28'de nasıl da gülümsemiştir kimbilir!


Talihe inanmayan biri olarak, ben de güldüm yalan değil.
Jüpiter'in Dünya'nın yaralarına tentürdiyot sürdüğünü düşündüm bir an.
Satürn'ün, tavanı alçalan gökyüzüne, aşk ilanları yapıştırdığını hayal ettim.
Hatta Bush'un kanguru ormanlarında, kan grubunu değiştirdiğini getirdim gözümün önüne.
Ama aradan bir dakika geçti ki, gerçekler talihin önüne geçti.
Bütün dilleri susturan paranın dili, dünyayı ipe götürüyordu.
"Dünya talihine yansın" dedim.


Kendi ülkemin gerçeklerine döndüm.
Kuşların başına pislemesini bile talih sayanların ülkesinde, "Bu şanslı yılın ganimetini de birileri toplar" diye düşündüm.
İşçiye, emekçiye kan kusturan düzenin, YÖK Başkanı'na 14 bin YTL maaş vermesindeki çelişkiye o yüzden hiç takılmadım.
"Ne şanslı adammış" dedim.
Bizim gibi üçüncü dünya ülkelerinde emekçilerin asla Dünyalı gibi yaşamasına izin verilmediğini bildiğim için belki.


Topraklarımıza teşrif eden Paris Hilton adlı kadın, günde 1 milyon dolar kazandığını söylüyordu.
"İyiler mutlaka kazanır" sözü, Paris Hilton gibilerin kazanmasını sağlayan ve namuslu insanların kazanmasını mahşere kadar yasaklayan bir slogandı.
Yüzüne tükürdüm talihin.
Her zaman böylelerine göz kırptığı için.


Bizim talihimiz topraklarımızdaki hakimiyetle belirlenmiş.
Bal tutan parmağını yalıyor.
Her koyun kendi bacağından asılıyor.
Parayı veren düdüğü çalıyor...


Bizim kara bahtımızda Dünya'nın bir suçu yok.
Biz kendi dünyamızı kendimiz kurduk.
O karanlık dünyada, ne "geri adım" atıyoruz! Ne bir karış ileri gidiyoruz.


Birbirimizin üzerine basarak, geçinip gidiyoruz.
Eee bizimkisi de kör talih!