İzlediği siyasi yöreleri yakından tanıyan Ruşen Çakır yazıyor: Başbakan Erdoğan çok rahatmış, bambaşka bir Erdoğan zuhur etmiş, diye... Bu kapatma davasına ne kadar şükretse azmış! Doğrudur! Ben Başbakan'ın yerinde olsam kimsenin olmadığı yerlerde şakır şukur göbek bile atardım. "Allahım galiba kurtuluyorum" diye...
***
Ruşen Çakır'ın kastı, kapatma davasının her halükarda AKP'nin işine yaracağı noktasında. Kapatılsa da Başbakan kahraman, kapatılmasa da yine kahraman!
***
Fakat adı geçen meslektaşımız gibi kalemler (Siyasal analizciler ya!..) ekonomik konularda da biraz görüş ve analiz beyan etselerdi daha iyi olurdu gibime geliyor. Nasıl oluyor da her halükarda AKP kazanıyor? Nedenini ben anlatayım:
***
Vatandaş domuz bağı ile bağlandı da ondan! Birincisi, genel ekonomiyi bağladılar. Hükümetin iç borcu 180 milyar dolar. Dış borç ise şöyle: Hükümetinki 70 milyar dolar. Bankalarınki 44 milyar dolar. Merkez Bankası'nınki 16 milyar dolar. Özel sektörün ise 105 milyar dolar.
***
Boçlanabilen tekmil yurttaş tayfası bankaların kucağına oturmuş durumda! Mavi yakalısı, beyaz yakalısı ve dahi yakasızları! Bitmedi! Şimdi bugün veya 6 ay sonra önüne sandık konulsa bu seçmen kime gidip oy verecek? AKP'ye değil de ikiz kardeşi MHP'ye mi yoksa CHP'ye mi? Bu siyasi alternatifsizliği kim yarattı? 28 Şubat süreci yaratmadı mı? Babalarının hayrına mı yarattılar peki? Hayır BOP için yarattılar ve başardılar da! O yüzden diyorum ki, Türk seçmeni domuz bağı ile bağlıdır.
***
Gazete ve televizyonlara dikkatle bakın. İktidarcı kesilmiş ne kadar siyasetçi, ne kadar gazeteci, ne kadar analist, ekonomici ne kadar TÜSİAD'çı, TOBB'çu varsa bir tek şey söylüyor: Aman kriz gelmesin! Bu ne demek? Bu seçmene şunu demek: Bağlandığın domuz bağından öyle kolay kurtulamayacaksın. AKP'den başka seçeneğin yok, aksi halde icra memuru ve polis kapına dayanacaktır!
***
Bu atmosferi BOP'çu CIA-MOSSAD ile yerli uzantıları oluşturuyor. Nereye kadar mı gider? Amerika bölgede oynadığı oyunun iflas ettiğini ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gerçek gücünü anlayıncaya kadar gider. Medya dümbeleklerinin bugün çaldıkları havalar da, boş kubbede bir hoş sada olarak kalır.