Türkiye Çanakkale okuyor
Başlığa bakıp aldanmayın sakın! Ne yazık ki, Türkiye Çanakkale'yi de okumuyor, Malazgirt'i de. Varsa yoksa sığ bir popülizmle yazılmış, üzerine tarih rayihası serpiştirilmiş, ne olduğu belirsiz, vesikasız, belgesiz, yazanın doğrularına hizmet eden kitapları okuyor. Onu da yapamayanlar, okullarda öğretilen, hamaset dolu resmi tarih parçacıklarıyla yetiniyor. Geldiğimiz noktayı sorarsanız; Atatürk, pusulasız Bandırma Vapuru'yla Samsun'a ayakbastı da, biz bir türlü o mevzuları aşıp bir adım ileri gidemedik. Öyleyse neden Çanakkale meselesine girdik? Anlatalım. Dünyada, başka şeylerden arındırılıp, altı özenle çizilmesi gereken konuları, kendilerine iş edinip, sadece onlar üzerine yayınlar yapan kuruluşlar var. Ülkemizde pek rastlanmayan, tematik yayıncılık dediğimiz konsepte uygun bir yayınevi, Çanakkale temasıyla kısa zaman önce uğraşmaya başladı. Epeyce de yol aldı. Yarımada yayınları, adından da anlaşılacağı üzere Çanakkale ile ilgili kitaplar yayınlıyor. Sadece Çanakkale! Sakın aklınıza "Çanakkale ile ilgili kaç kitap olabilir?" sorusu gelmesin. Daha iki yaşına gelmeden 25 kitaba ulaşmışlar. Yayın dünyasının boğuştuğu kriz ortamı düşünülürse, sayı muhteşem. İşte bu Yarımada, sadece kitap çıkarıp, kitapçılarda satmakla yetinmemiş, benim de içeriğini görünce çok önemsediğim bir kampanya başlatmış. Hem de bilişim çağına yakışan internet ortamında. www.turkiyecanakkaleokuyor.com adresinden ulaşılabilen sitede, şanlı tarihimizin isminden başka hiçbir şeyini bilmediğimiz, Çanakkale Zaferi'yle ilgili kaynaklara ulaşmak mümkün. Hem kitaplar tanıtılıyor, hem de bugünümüze en kalın çizgilerle etki yapmış bir zaman diliminde olup bitenler hakkında, cehaletimizi meraka çevirebilecek ipuçlarına yer veriliyor. Kimi belediyeler mart ayını fırsat bilerek, genç ihtiyar, kadın erkek milleti toplayıp Çanakkale'ye götürüyorlar ya, boş çaba. Eğlence, piknik, kakara kikiri! Gittiğiniz yerlerde olup bitenden haberdar olmazsanız, ha Antalya'ya deniz sefasına gitmişsiniz, ha Çanakkale'ye pikniğe, ne fark eder! Anlatmak istediğim; Çanakkale'ye de gidelim, ancak önce ne olup bittiğini bilelim. Sadece Çanakkale gerçeğiyle uğraşan Yarımada'nın önemi de burada zaten. Tarih; hamaset yapmak, gözyaşı dökmek, gidip mezarların başında dua mırıldanmakla öğrenilmez. Önce okuyacağız. Okunmasını sağlayacağız. Yarımada'nın, Çanakkale üzerine yayınladıklarında inanılmaz bir çeşitlilik mevcut. Okul öncesi için boyama kitabından, okul çağına öykü ve masallara, büyükler için genel tarihsel süreci anlatan kitaplardan, her şehirden gidip Çanakkale'de şehit düşmüş askerlerin isimlerine kadar ayrıntı veren, ülkemizin dört bir yanının Çanakkale'yle bağlarını sağlamlaştıran kitaplara kadar. Kitaplar arasında, bugünlerde bizi Kürt ve Türk diye bölmeye çalışanlar var ya, onlara da tokat gibi bir cevap var. 'Biz Çanakkale'de birlikte şehit düştük', gerçeğinin altı kocaman bir kitapla çiziliyor. "Çanakkale Savaşı'nda Kürt Civanlar." Kitap, Emine Uçak Erdoğan'ın kaleminden çıkmış. Daha neler mi var? Sümeyra Sağlam'ın "Zaferin Çocukları", Cevat Akkanat'ın "Çanakkale Savaşları ve İstanbul"u, Zümrüt Sönmez'in "Kızıl Toprak Ak Yemeni Savaşın Kadınları" ilk göze çarpanlar. Ayrıntı istiyorsanız, internet sitesine bakın ya da 0212 631 78 20'den bilgi alın.