Parka ve hırka
Güneydoğuyu hiç merak ettiniz mi? Yıllarca ölümün nereden geleceğini bilmeyen çocukların, içindeki korkularla büyüdüğünü mesela... Sistemin "terör ambarı" olarak gördüğü toprakları, diğer topraklardan ayırmakla, sevgisizlik terörünün beslendiğini düşündünüz mü peki? Oralardaki can pazarını inşa edenler, neden fabrikalar, okullar, insani yaşam şartlarını inşa etmedi?
***
O bölgeyi kendi kaderine bırakmakla, ülkenin huzura kavuşması mümkün mü? Meçhullerin faillerini arayanların ülke düşmanı damgası yediği bir ülkede, devletin malını yiyenlerin saflarında durmakla, vicdanlar rahatlar mı?
***
Bir asfalt yolda yürümenin özlemini güneydoğulu bilir. Düşlerini her gece yıldızlara asanlar, sorgusuz sualsiz darağacında asılmanın hüznünü de, sükseli şehirlerden iyi bilir. Kaçak tütün ve yasak yıllarla geçen bir ömrün ardından, korkunun tünellerinde yeteri kadar zaman harcandı... İzin verin de, güneş içeri girsin.
***
Tayyip Erdoğan'ın en anlamlı hizmeti, güneydoğuya 12 milyar dolarlık yatırım projesidir. 5 yıl içinde bölgede 2 büyük baraj, sulama kanalı ve yollar inşa edilecek. Bu yatırımların ardından, genç nüfusun şehirlere göçü kadar, dağlarda özgürlük aramasının da önü kesilecek. Çığlıkları yıllar sonra duyulan bir toplumun, kod adları da silinecektir... Büyük şehirlere nefreti de... Bizler ülke olarak, bu dışlanmışlığın ve yoksulluğun bedelini fazlasıyla ödedik. Haritası bozulmanın eşiğine gelen ülke gerçeğiyle... Verdiğimiz canlarla...
***
Zeytin dalı, karanfil, beyaz güvercin... Bunların hepsi güzel de, asıl mesele insanların yaşamasına yönelik yatırımlar. Politikanın konuşkan ağzıyla, doğrularını susmaya zorlanan toplumlar...
***
Kasten cahil ve yoksul bırakılan şehirlerin, ülkelerinden alacağı vardır. Tayyip Erdoğan bu borcu ödüyor. Gelmiş geçmiş bütün politikacıların yerine de ödüyor üstelik.
***
12 Eylül öncesinde Deniz Baykal'ın "uyutan parkasıyla", 2008 yılındaki Tayyip Erdoğan'ın "ısıtan hırkası" arasındaki fark budur.