Senden vazgeçmem
Eh be baba dediydim 'Piiz' adlı Rock grubuyla sahne aldığını duyunca. Müslüm Gürses, daha önce benzer şeyler yapmadı değil ama bu sefer ki başka... 15 bin YTL (daha çok olabilir ama daha az değil) almadan parmağının ucunu göstermiyormuş baba. İlkin onu boğulacakmış gibi çıkardığı sesler dolayısıyla ve neden bahsettiğini çözememenin iç sıkıntısıyla karşılamış dinlememeyi yeğlemiştim ama sonra telaffuzuna alıştım ve ne dediğini çözdüm babanın. Acılıydı; Gülhane Konserleri'nden aklımda kaldığı kadarıyla 'kimsesizlerin kimsesiydi'; babaydı; jilet kardeşliğinin kalesiydi. Hangi Açıkhava konserine dadansak kan revan içinde bitiyorduk hepimiz. Jiletliyordu kendilerini çocuklar ve baba sahneden uyarmak zorunda kalıyordu; "Yapmayın çocuklar!" Babanın onlarla bağlantı kurduğu anlar coşuyor ve Nirvana'yı kıskandıracak yeter-yetmezlikle gökyüzüne çıkıyorlardı duman ortamından aldıkları güçle. "Duman" bu; insanda bir hafifleme hissiyatı yaratıyor ne de olsa. Sonra bir grup adı oldu ama neyse mevzu o değil! 'İlkin' diyordum babayı diyordum, bir dönemin o ünlü ve sonrasında kaderin gadrine uğramış yıldızı Muhterem Nur'a izdivaç teklif ettiğinde ne biçim desteklemiştik. Muhterem Nur filmlerini izlemek için memleketteki Yıldız Sineması'nın kuyruklarında sabahlayan annem, evlendiğinizi duyunca gözyaşlarını tutamamış senin için şöyle bir şey söylemişti; "Müslüm senin mekanın cennettir artık!" O zamanlardan sonra bu zamanlara kadar yıllaaar yılları kovaları ya! Bir ara bir boya reklamında gördüm seni. Birkaç isim daha girdi olaya ve slogan şuydu o reklamda; en güzel beyaz! Oysa "bütün renkler kirleniyordu ve önceliği beyaza" vermişlerdi. Bizim boya olayına ilişkin en temel bilgimiz buydu. İçerlediydim. Senin paraya ihtiyacın varsa sırtımızdaki ceketi satardık. Terk ettin bizi baba! Haklıymışım. Gerçi bazı fotoğraflarında altın künye, cin parmakta kakmalı yüzük, kolye hesabına girmiştin de; 'Olsun beeaa yakıştı abime' diyen Şopar Aaamet'i kırmamak için sustuydum. Ama ayakkabı boya kutularımızın üstünde, yoksul odalarımızın duvarlarındaydın. Senin o boya reklamında işin ne baba? Senin o "Amerikalılar Karadeniz'de"ki mafya babası rolünde işin ne? Rock grubuyla aynı sahnede işin ne? Bıktın mı kan revan, göğsümüzü yırtıp ortaya koyduğumz konserlerden? Belki öyledir. Tenimiz yağ kokar, yeni mekanlar parfüm. Biz sıkarız adamı onlar rahat insanlar. Daraldı besbelli ki baba... Televizyon programlarından birinde şarkıya nereden gireceğini bilemeyen kemana sesinle nota verdiğini hatırlıyorum da... Bir akşamüstü ben de daralttım kendimi yine... Denize bakıp onun yanık sesinden söyledim en sevdiğim şarkısını; "Kendimden geçerim / Senden vazgeçmem...!"