Saflar değişti
Zirvede olan-bitene hiç kimse inanmıyor. Muhalefet ile Genelkurmay birbirlerine laf yetiştiriyor. Öteden beri askerle barışık olmayan iktidar ise durumdan itidal vazifesi çıkartıp(!) Genelkurmay ile aynı safları kullanıyor. Türkiye'de en azından son 15 senede yaşananları unutmayanlar için "Allah Allaaah" dedirtecek kadar şaşırtıcı olan asker ile muhalefet gerginliği, "hain" yakıştırmalarıyla daha ilginçleşti. Daha çarpıcı olanı da hiç kimsenin beklemediği bir zamanda "iki ayrı dünyanın temsilcileri gibi algılanan" AKP ile Genelkurmay arasında fikir örtüşmesi gerçekleşti. Kimse inanmazdı olan-bitene Kim derdi ki; asker, CHP ile MHP'yi "Eleştirileriniz TSK'nın terörle mücadele azmine hainlerden daha fazla zarar vermektedir" diye çok ağır biçimde suçlayacak. Kimin aklından geçerdi ki, CHP ile MHP de bunun altında kalmayıp Genelkurmay'a "Biz görevimizi millet adına yapıyoruz, muhatabımız siyasi iktidar. Siz kendi işinizi yapın. Herkes konumunun sınırları içinde kalsın" cevabını verecek. Sonuç olarak da kim iddia edebilirdi ki; gün gelecek, herkes Genelkurmay ile atışırken AKP ve Tayyip Erdoğan asker cephesinde yer alıp müttefik görüntüsü verecek. Oldu işte! Büyük kavgaların sonunda büyük aşklar yaşanırmış hesabı(!) hiç kimsenin aklından geçmeyecek şey gerçekleşti. Dolayısıyla, Genelkurmay ile muhalefet arasındaki söz düellosu kadar, AKP ile Genelkurmay flörtünün sarıp sarmalama aşamasına kadar uzanmasını da hayretle izliyoruz.
Hainler zılgıt çekiyorlar Ve böylesine bir süreçte dikkati çeken bir şey daha var. Türkiye'yi erken seçime götüren internet muhtırası adındaki 27 Nisan gecesindeki duyuruya isyan eden sözde demokratlar(!), bu defa muhalefete dönük, benzer ağırlıktaki ifadelerle alkış tutuyorlar. Birkaçı hariç, çoğu CHP ve MHP'ye yönelik ağır ifadeleri onaylıyor. Genelkurmay nasıl bu kadar öfkelendi, hangi akıl ile muhalefeti hainlerden daha fazla zarar vermekle suçladı, niye böyle bir üslupta ısrar etti. Doğrusu hiç kimse akıl erdiremiyor. Ankara'da, bu sahneler yaşanırken, hainlikleri bu denli vurgulanmayanlar da kenar-köşede sevinçle zılgıt çekiyor. Nasıl olsa, muhatap kendileri değil!