Nasıl genç kalmalı!
Gençlik, hayatın belli bir dönemi değildir. Gençlik; ruhun durumu, azmi, taşkınlık derecesi, hayal gücünün bir niteliği, heyecan kudreti, cesaretin çekingenliğe karşı; serüven ihtiyacının uyuşukluğa karşı olan zaferidir. Sadece belli birkaç seneyi yaşayarak hiç kimse ihtiyaç olmaz. İnsanlar yalnız ülkülerinden ayrıldıkları zaman ihtiyar olurlar. Seneler, yalnızca cildi buruşturur. Ancak arzuların kaybolması ise ruhun ta kendisini buruşturur. Üzüntü, şüphe, kendine güvensizlik, korku ve kırılma; işte insanın başını önüne eğdiren ve ruhun gelişmesini tuz buz eden, uzun seneler bunlardır. İster 70, ister 16 yaşında olun, insanların ruhunda güzel şeylere karşı bir aşk, yıldızlara ve yıldızlar kadar güzel olan şeylere karşı tatlı bir hayranlık; olaylara karşı aldırmazca bir meydan okuma, gelişmelere karşı "Bundan sonra acaba ne olacak?" diye bir merak, içlerinde sevinç ve yaşama zevki vardır. Bir insan inançları kadar genç, şüpheleri kadar ihtiyar, nefsine karşı olan güveni kadar genç, kuşkuları kadar yaşlı, ümidi kadar genç, kırılmış hayalleri kadar ihtiyardır. Kalbiniz güzel şeylerden, sevinçten, cesaretten, dünyadaki ihtişam ve kudretten, insanlıktan ve sonsuzluktan ne kadar zevk duyarsa o kadar gençsiniz demektir. Kalbinize giden iletişim telleri ne zaman kopar ve kalbinizin merkezi ne zaman mutsuzluğun karları, kötülüğün buzları ile örtülürse, işte o zaman ihtiyar oldunuz demektir. Tanrı ruhunuzu ihtiyarlıktan korusun.