Hangi gıdaya hassasiyetiniz var?
Epeydir duymaya başlamıştım; hangi gıdalara hassasiyetiniz olduğunu belirleyen testi. A'dan Z'ye tüm gıdaların listesi ve bunlara sizin alerjiniz olup olmadığını ölçen çok özel bir test bu. Genelde diyet yapanlar ilgileniyor. Halk arasında 'gıda alerjisi' olarak bilinen birçok gıda ile ilgili rahatsızlık aslında gıda intöleransıymış. Bu test de onun için. Bir arkadaşım yaptırmış; eğer birkaç hafta üst üste kivi ya da muz yerse dokunuyormuş. Testi yaptıran bir başkası fındığa duyarlı. Bu sohbetleri giderek daha fazla duyunca merakım iyice arttı. O an masamıza uğrayan Papermoon'un şefi Pino'yu da ikna ederek Yeditepe Üniversitesi Hastanesi'nden randevu aldık. Bildiğim kadarıyla, gıda intölerans testi şu ana kadar Türkiye'de sadece birkaç yerde yapılabiliyor; o da bir yıldır. Pino ile Anadolu Yakası'nda bulunan Yeditepe Üniversitesi Hastanesi'nin kan alma bölümüne gittik. Beş dakikada kolumuzdan kan örneği aldılar. Tüplere adımızı yazdılar ve bizim işimiz bitti. Kan örnekleri üniversitenin Genetik ve Biyomühendislik Bölümü'ne gönderildi. Yaklaşık 3 saat içerisinde alınmış kan örneğini analiz edip sonuç verebiliyorlarmış. Sonuçları yazılı olarak bir hafta sonra aldık. Aaa, benim sonuçlar hiç renkli değil; çünkü hiçbir gıdaya hassasiyetim yok! Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fikrettin Şahin ile görüşmemde inatla soruyorum: "Yani her şeyi yiyebilir miyim? Arka arkaya sevdiğim bir yiyeceği yesem de mi bir şey olmuyor?" Al sonucunu otur değil mi? Hayır, meraktan hala didikliyorum. Vay be ne sağlıklıymışım; her istediğimi yiyebilirim. Ancak öğreniyorum ki, bu testi ileriki yaşlarda tekrar yaptırmam gerekiyormuş. Gıda intölerans rahatsızlıkları genellikle yaş ilerledikçe bazı gıdaların aşırı ve sürekli tüketimine bağlı olarak ortaya çıkıyormuş. Merakım daha da genel bilgi almaya sürüklüyor beni. Türk halkının genelde nelere hassasiyeti var? Ellerinde örnek sayısı sınırlı olduğu için doğru bir değerlendirme yapmak henüz mümkün değilmiş. Ancak şimdiye kadar incelenen örneklerden, Ege ve Marmara bölgesi insanlarında daha çok sebze ve meyvelere karşı, Doğu ve İç Anadolu'da süt ve süt ürünlerine karşı, Karadeniz bölgesinde ise fındık, bal ve lahanaya karşı hassasiyetin daha fazla olduğu görülmekteymiş. Gıda intöleransı uzun süreli bazı gıdaların aşırı tüketimi sonucu ortaya çıkan reaksiyonlar. Bağışıklık sistemi tarafından direkt kontrol edilemiyor. En sık görülen de laktoz intöleransı. Dünya nüfusunun yüzde 70'inde görülüyormuş. Süt ürünlerinde var olan laktoz şekerinin sindirilememesi sonucu ortaya metabolizma rahatsızlıklarına (mide şişkinliği, gaz oluşumu, isal, hazımsızlık) laktoz intöleransı diyoruz. Gerçekten de etrafınıza bir bakın; genelde bu tür günlük şikayetler oldukça yaygındır. Halk arasında çok iyi bilinen bir başka gıda intöleransı ise çölyak hastalığıymış. Çölyak, buğday, arpa ve çavdar gibi buğdaygillerde bulunan gluten proteinine karşı bağışıklık sisteminin anormal reaksiyon göstermesiymiş. Genellikle günlük hayatımızda tükettiğimiz birçok gıda içeriğinde yer alan moleküllere veya gıda katkı maddelerine karşı vücudumuzun gösterdiği farmakolojik reaksiyonlar, toplumda yaygın olarak görülen diğer bir gıda intöleranslık mekanizmasıymış. Kaliteli bir yaşam sürdürebilmek için gerekli bir test; bir de benim gibi pimpirikli ve detaycıysanız hele, tam size göre.