Ortaya yemek söyle
Yeni yerler açıldıkça ben mutlu oluyorum. Çünkü ekonomi iyi gidiyor; gastronomi ve yeme-eğlence sektörü gelişiyor demektir. Senelerdir takip ettiğim sevgili arkadaşım, genç işletmeci Uğur Karabayır geçen sezonki mekanlarındaki ortaklığını bitirdi ve Süzer Plaza'da yepyeni bir mekan açtı.
Hemen ana girişten içeri girerken 'Dinnerpark' logosu gözüme aşina geldi. Uğur bizi kapıda karşıladı. Biz kim? Annem, kızkardeşim ve sırdaşım Güray.
Sıcak bir atmosfer Dinnerpark. İçeride logo yine kafama takıldı; Uğur'a sordum. Heh tamam, House Cafe logosuna benzetmişim. Tabiİ ki aynısı değil. Logolarda siyah, beyaz veya kırmızı kullanılabiliyormuş; diğer renkler gitmiyor...vs diye bu logoyu seçmişler.
Uğur ve yeni ortağı Ömer Atakoğlu oldukça heyecanlılar; mekanlarını yılbaşı gecesi açtılar. İşler iyi gidiyormuş, öğlenleri plazadaki ofislerde çalışanlar, haftasonları da gençler geliyormuş daha çok. Menüde her çeşit var; dünya mutfağı. Fiyatlar makul. Zaten ağır bir restoran havasından ziyade bir brasserie burası. Başlangıç yemeklerimizi seçerken gözüm peynir tabağı ve börek sepetine takıldı. 'Hadi kızlar, ortaya söyleyelim' dediğim an ve gülümsedim. Aynen 'ortaya' yazıyor. Çok iyi düşünülmüş. Tam ortaya söylenecek seçenekler; 16 YTL fiyat ortalamasıyla.
İster İtalyan, ister Çin, ister kebap yiyebileceğiniz bir mekan. Günün çorbasını mutlaka sorun; o akşam biber közlemeli çorbaydı; nefisti. Pirzolaları kuzu ve dana olarak iki çeşit.
Buranın tatlıları bana enterasan geldi; alışılmışın dışındalar. Rokfor peynirli dondurma tatlı olarak oldukça ilginçti; Fransız peynirlerine bayılan annem dondurmayı çok sevdi ama biz kızlar pek haz etmedik peynirden dondurmadan. Profiterol fıstıklı olarak çikolata sosundan uzaktı. Armut tatlısı favorimizdi.
***
YTL'nin de kısaltılmışı
Para birimimiz Yeni Türk Lirası'na hepimiz aynı ölçüde alışamadık. Geçenlerde Eminönü'nde seyyar bir kuruyemiş satıcısının tablasında gördüğüme inanamadım. Küçük paketlerin üzerinde '1 yet' diye bir şey yazıyordu. Adama sordum '1 yet nedir?' Ne cevap verse beğenirsiniz? 'Abla, yet YETELE'nin kısaltılmışı'. Şaka gibi. Bildiğimiz YTL'yi adam YETELE diye manasız bir kelime sanıyor, bir de bunu kısaltıp fiyat etiketi oluşturuyor. Güleyim mi ağlayayım mı bilemedim.
Bu arada, Akmerkez'in yanında bir simitçide de 'simitte olay, 50 YNK' yazıyordu; o da Yeni Kuruşu kendince kısaltmış.
***
Konferans hatırası
Güzel bir PR çalışmasından taze bir örnek vermek istiyorum. İki ay önce 17 Kasım'da Turkcell'in davetlisi olarak Türkiye'ye gelen dünyaca ünlü girişimci Virgin Grubu'nun kurucusu Richard Branson'ı Çırağan Sarayı'nda dinlemiştik.
O gün bir fotoğrafçı kahve molalarında resimler çekiyordu. Biz konukların, iş adamlarının...vs. Derken aradan işte 2 ay geçti. Gazetedeki adresime İşTCell zarfında Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv imzalı bir mektup geldi. O gün çekilen bir kare resmimi mektubun ekinde göndermişler; "Richard Branson'un vizyonu ve hikayeleriyle güzel tatlar bıraktığı güne ait fotoğrafları, hoş bir anı olması amacıyla size sunmak istiyorum."
Bence çok hoş bir jest. Etkinliklerde bir sürü fotoğraf çekilir ama çoğu zaman o resimler size ulaşmaz; hatta görmezsiniz bile. Ama Turkcell unutmamış; tek tek isimlere resimlerini bastırıp göndermiş. Bende de o günden güzel bir anı kalmış oldu; üstelik aynı karede çok sevdiğim saygıdeğer İshak Alaton ve kızı Leyla Alaton Günyeli ile.