Ömer Boran da her anne-baba gibi oğlunun hastalığını ilk duyduğu anda yıkılmış: "İlk anda 'Allah'ım nasıl bir kader bu' dedim. Her aile bunu söyler. Anne-babalar ile uzun süre vakit geçirdiğim için çok hayat hikayeleri dinledim. Dolayısıyla tahribatı çok iyi bildiğimden dik durabildim. Kendi kendime sorguladım tabii ki. 'Ben bu çocuklar için buraya geldim. Gecemi-gündüzümü, varımı-yoğumu onlara verdim' diye düşündüm. Bunları yaparken, 'neden benim başıma geldi?' diye isyan da ettim tabii ki. Ama hemen kendimi toparladım. 'Allah'ın sevgili kuluymuşum' diye düşündüm."