O yara açıldı
Birkaç gün önce 9 yaşında bir erkek çocuğu, Mersin'de ölü bulundu. Başına sert bir cisimle vurulmuş. Bedeninde 100 bıçak darbesi. Yanlış duymadınız "yüz" bıçak darbesi. Bu işi yapan da 11 yaşında bir kız çocuğu.
***
Ekmek kesmesi için bile annesinden izin alması gereken bir çocuğun, bıçak darbeleri nasıl da ürkütücü. Çocuk gerçekleri bitmedi. İstanbul'da 12 yaşındaki bir kız çocuğunun 8.5 aylık hamile olduğu ortaya çıktı.
***
Bu yaşlardaki çocukları düşündüğümüz zaman, oyuncak günleri gelir aklıma. Pollyanna ile tanışmamız. Çabuk uzayan tırnağımızı yediğimiz günler. Şiir kitaplarından aldığımız notlar. Biriktirdiğimiz bebek kartpostalları. Otobüslerde büyüklere yer vermek için fırsat kollayışımız.
***
Mazinin mavilikleri şimdi siyahlarla yer değiştirdi. Dikkat ediyor musunuz azdıkça azıyor televizyonlar. Gazeteler, kendi yarattıkları düzenin "küçük kahramanlarını" yazıyor. Bizden yıllar sonra doğanların, bizden önce ölmelerinin kaderle değil, yaratılan düzenle ilişkisi olduğu ortada. 11 yaşındaki bir kızın, 9 yaşındaki çocuğa 100 bıçak darbesini hiçbir kitap yazmıyor çünkü.
***
Bu çocukların senaryoları zalimler tarafından yazılıyor. O yüzden masumiyet yer değiştirdi ölümlerle. Pamuk şekerli çocukluk gitti, şimdi yürekler dökme demir. Emirler bilinçaltı.
***
Ve bizler böyle bir ülkede, türbandan başka bir mesele bilmiyoruz. Türban konusunda, kafalardaki soru işaretlerine resim gibi çözümler buluyoruz. "Sadece çenesinin altını bağlayan okula girebilecek!" Üniversite yıllarımızda, arkadaşlarımızın başında bulunan ve yasak olmayan giysi. Analarımızın başındaki örtü. Bu kadar patırtı, zaten yasak olmayan bir örtü için çıkıyorsa, ülkeyi bu kadar germenin alemi neydi! Bunun adı, yanlış kilide yanlış anahtarı sokup, kapının açılacağını beklemek. Bunun adı yıllarca yerinde saymak!
***
Mesele ülkeye yara açmaksa, o yara açıldı. 7'den 70'e hem de...