Sosyal Reform ve yurttaşlarımız
Ülkemizi başarıyla(!) idare edenler arasında İngiliz pasaportlu Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'in bulunması, kuşkusuz hayatımızı daha eğlenceli kılmaktadır. Çünkü Sayın Bakan, ülkemizdeki asgari ücreti Avrupa'dan daha yüksek bulduğunu kaydedecek kadar başarılıdır. Öte yandan Maliye Bakanımız Kemal Unakıtan'ın başarıları da, İngilizler tarafından Avrupa'da yılın maliye bakanı seçilmek suretiyle teyit edilmiştir.
***
Diğer yandan Başbakan Erdoğan, İspanya'ya gidip medeniyetler ittifakını gerçekleştirmeden önce, Türkiye'de her 3 üç ayda bir toplanması gereken Ekonomik Sosyal Konseyi 27 ay aradan sonra toplamış ve milletimize dehşetengiz haberler vermiştir. Demiştir ki Sayın Başbakan: Sosyal güvenlik SOS vermektedir. Karadeliktir. Son 13 yılda güncelleştirilmiş rakamlarla bütçeye gelen yük 850 milyar dolardır. Reform yapılmazsa sosyal güvenlik çöker.
***
Şimdi oturup gerçek rakamlara bakalım. Bakalım ki, Kemal Unakıtan Hazine'ye dair Başbakan'a doğru bilgileri aktarıyor mu? Bütçe verilerine göre gerçek durum nedir? Mehmet Şimşek de dinlerse iyi olur, bakalım sosyal güvenlikte, Avrupa'da durum nedir, Türkiye'de durum nedir? Bakalım ki, neo-liberalizm ile muhafazakarlığı harmanlayan AKP iktidarı Sosyal Güvenlik Reformu dediği yasa ile milletin başına nasıl bir çorap örmeye çalışmaktadır?
***
Açıkça anlaşılıyor ki, AKP iktidarı sosyal güvenlikteki açıkların devlet tarafından kapatılmasını, bir yük, bir angarya olarak görmektedir. Oysa, AB ülkelerinde sosyal güvenlik harcamalarının yüzde 37'sini devlet karşılamaktadır. 25 AB ülkesinde sosyal güvenliğe ayrılan kaynakların milli gelire oranı ise ortalama yüzde 25'tir. Başbakan tarafından karadelik olarak nitelenen Türkiye'deki oran ise sadece yüzde 3.3'tür. AB'ye girmeye hazırlanıyorsak, AB normlarını dikkate almak ve buna göre değerlendirmek gerekmiyor mu? Eğer AB'ye değil de, ABD'ye girmiyorsak tabii!.. (Devam edecek)