Yanan yanana
İstanbul'da neden yakarlar otomobilleri? Devletin malına zarar vermekle, insanların varlıklarına zarar vermek arasında "teşkilatlanmış" olanlar, neyi göstermektedir? Öyle hafife alınacak kişiler olmadıklarını mı? Yoksa, birkaç yıldır İstanbul'a egemen olan karanlıkların, enateşliparçaları olduklarını ispat etmek için mi?
***
İstanbul güvensiz şehir. İstanbul, her köşesi ele geçirilmiş biçare harita! İnsanı insan yapan soylu değerlerin, parayla değiş tokuş yapıldığı bir şehirde, Neronlar sigaralarını yakar gibi otomobilleri yakıyorlar. 15 günde 42 araç...
***
En gariban mahalleler bile özel güvenlik şirketlerine başvuruyor. "Gerekirse,elimizesilahımızıalıp,kendiaraçlarımızıkendimizkoruruz" diyenler, kendi gettolarını kuranlardan farklı değil. Kanunsuzluk, kanunların önüne böyle geçiyor. Bir şehir böyle ele geçiyor, kanunsuz adamların güç gösterisinde... Bilinmiyor ki, otomobillerle birlikte yasalar da yanıyor.
***
Peki ya, yanan insanlar? Her gün yüzlerce, binlerce genç uyuşturucuya alıştırılıyor. Bilinen semtlerde herkesin gözü önünde uyuşturucu satılıyor. Fuhuş altın çağını yaşıyor. Yanan otomobilleri için özel güvenlik tutan, "gerekirsesilahımıalırım" diyenler, böyle bir tehlikeye çıtını çıkarmıyor. Mal canın yongası...
***
Otomobilleri söndürmekle, İstanbul'daki gerçek yangını söndürmek mümkün değil. Kaleleri zapt edilmiş şehirlerin hükmü yoktur. Yanan otomobiller, ellerini ovuşturan Neron'ların seyir zevkidir. Onlar asıl çocuklarımızı yakarken eğleniyorlar. Kendilerini bu şehrin her köşesine yerleştiren politikanın himayesinde...
***
Zengin dilenci
Sivas'ta donarak ölen dilencinin banka hesabından 60 bin YTL çıktı. Evinde bulunan para ise 10 bin YTL. Ama ihtiyacı olmadığı halde, sokaktaki insanlardan yardım dilenmek, donmayı gerektirecek kadar gözleri kör ediyor. Zengin yanını banka hesabında donduranlar, fakir yanlarını da soğukta donduruyor. En sefil dilencinin bile çıkınında ihtiyacından fazlası var ama... Açgözlülüğün insafı yok!