Fazıl'ın çuvaldızı
Merak ediyorum, Fazıl Say açlık sınırının altında dolaşan insanlar için, ülkesinden gitmeyi düşündü mü? Bu konuda bayrak açtı mı, piyanosunun üzerinde? Fazıl Say, laik züppeler bankaları hortumlarken, neden ülkesini terk etmek gibi bir eyleme soyunmadı? Türbandan korktuğu kadar, laik hırsızlardan korkmamayı öğrendiği için mi? Yoksa o hırsızlar giyinmeyi ve eğlenmeyi türbanlılardan daha zevkli biçimde becerdiği için mi?
***
Ülkenin çağdaş yüzü değişti, yalan değil. Ama ülkeyi karanlığa sürükleyen, dünlerdir. Ve laikliğin korunmasını bile başından savıp, "Asker var" diyenlerdir. Korunacak bir şey varsa, onu toplum korur. Şimdi moda olan "Ben gidiyorum" şantajı, "onların" saflarını sıklaştırmaktan başka bir yatırım değildir.
***
Piyano çalan adamlar diye eller üzerinde muhafaza edilenler, seçimlerde oy bile kullanmıyor da... Göbeğini kaşıyan adamlar diye aşağılanan adamlar, iki eli kanda olsa sandığa koşuyor. Bu ülke, kişisel demokrasi isteyen zümrelerin bedelini ödüyor. Kendilerinden yana olanı kollayan sistem, "bizler ve onlar" diye ülkeyi kamplara böldü, birlik ve bütünlük de kolayca öldürüldü. Fazıl Say'ın nasır tutmuş düşlerini uyandırmak için, çuvaldızı kendisine batırması gerekiyor. Piyano tutan elleri, çuvaldız tutmayı öğrendiyse eğer!