A benim canım kürkünü giy
İçimde bir kurtçuk mu, tarifsiz, adsız bir yaratık mı ya da gizli sahibim mi olduğu belirsiz bir şey var. En olmadık zamanlarda, en olmadık şekilde çıkıveriyor karşıma. Erdal adlı o genç çocuğu gördüğümde de böyle oldu. CezaeviKomutanıRaciTetikAlbay bizi onun hücresine götürürken bir teğmen fısıldadı kulağıma. "1hafta10güniçindeasılmasıkesinleştibunun."
YAKASIKÜRKLÜPALTO Hücre, dışarıdan gelen seyyar bir kabloya bağlı ampulle aydınlatılıyordu. İntihar etmesin diye almışlar bu önlemi. Üstleri geldiğinde mahkumların arkalarını dönüp yukarıya bakma kuralı varmış. O da yukarı bakıyordu. Albay, "BizebakabilirsinErdal" deyince döndü ve göz göze geldik. Üzerindeki koyu gri renkli paltonun yakasında taklit bir kürk parçası vardı...
İNATGİBİ! İşte tam o sırada ortaya çıktı içimdeki tanımsızyaratık. Durumun böylesi hazin, yakıcı oluşuna inat yapar gibi, başımın içinde dönüp duran ne varsa hepsini çalıp, dudaklarıma sessiz bir tekerleme oturttu. Küçücükken sokak oyunlarında ezberlediğimiz bir tekerlemeydi bu: Kürkünügiy,kürkünügiy.Abenimcanımkürkünügiy.
'YAŞIM17...' EminÇölaşan çok duygulandı, kilitlendi adeta. Tek kelime edemiyor, yutkunuyordu. Kendimi tutamadım ve ben sordum birkaç soruyu. Bir süredir kendisine gazete getirilmediğini, avukatıyla görüştürülmediğini, 18 yaşının altında olmasına rağmen idam edilmek istendiğini, yaşının 18'den küçük olduğunu tespit edecek olan kemik testi yapılması talebinin kabul edilmediğini... Vurduğu söylenen jandarma erine çok uzaktan ateş açtığını ama otopside yakın atışla öldüğünün kanıtlandığını. Kendisini ibret olsun diye asacaklarını ve ölümden korkmadığını söyledi.
'ÖNCEİNSANIZ' Bir süre sonra ayrıldık o hücreden. Saati geldiği için yemekhaneye doğru yürüdük. Çölaşan sitemliydi: - Adam idam edilecek sen soru soruyorsun be Savaş. - Abiçokzorlandımbendesorarken.Baktımseniyicekilitlendin... (YN: Daha sonra ünlü kitabına vereceği ismi ilk o zaman cümle içinde kullandı Emin Abi.) O da bana tatlı sert çıkıştı: - Oğlumunutma.Bizönceinsanız,sonragazeteciyiz.
KORKMUYORDUNETEKİM Tokat gibi indi yüzüme bu laf. Ama hemen affettim kendimi. Erdal'ın son sözlerini, onu en son gören siviller olarak bizden başka kim nakledecekti ki? Birileri daha sonradan "Korktu,titriyordu,afdiliyordu" dese, kim aksini söyleyebilecekti ki.