Açgözlülük zirve yaptı
İlber Ortaylı Hoca son kitabında şöyle diyor mealen: Türk (Anadolu) köylüsü dünyanın en sağlam köylü sınıflarından biridir. Hem üreticidir, hem muhafazakardır, hem değerler sahibidir. Kimi liberal yazarların savunduğu gibi İngiltere'yi örnek göstererek, Köylü oranı yüzde 2'lere inmelidir, demek saçmalıktır. Naçizane söylemek gerekirse, yalnızca köylerde tarım üretimi yapan köylülerimiz değil, şehirlerin belkemiğini oluşturan orta sınıflarımız da inanılmaz bir kanaatkarlık içerisindedir. Bir avuç açgözlü ve görgüsüz Türk'ü bir kenara bırakırsanız, geniş kitlelerde durum bu. Boğaziçi'nden Doç Dr. Hakan Yılmaz'ın yönetiminde gerçekleştirilen 18 yaş üstü kentsel nüfusu temsil eden bin 809 kişi ile yüz yüze yapılan görüşmelerin sonuçlarına gelin bakalım: Halkın yüzde 59'u kendisini ortada (ortadirek) görüyor. Gelir dağılımı ise şöyle (hane geliri olarak): Nüfusun yüzde 40'ı aylık 750 lira ve altı kazanç ile, yüzde 26'sı 750 ila bin 200 lira arasında kazanç ile, yüzde 21'i bin 200 ila 2 bin 400 lira arasında kazanç ile ve tepedeki yüzde 7'lik kısım ise 2 bin 400 liranın üzerinde gelir ile yaşıyor. Şimdi gelelim beklentilere (hayallere): 2 bin 400 liranın üzerinde kazanan yüzde 7'lik kısmın yüzde 38'i bu paradan daha fazlasını bekliyor, hayal ediyor. Bin 200-2 bin 400 lira arasında kazanan yüzde 21'lik bölümün ancak yüzde 34'ü daha fazla para istiyor. 750 ila bin 200 lira arasında kazanan insanların da ancak yüzde 20'si daha fazla para bekliyor. Yüzde 80'i vaziyete razı olmuş! Keskin sonuç: 750 liranın altında gelirle yaşayan yüzde 40'lık nüfus kesiminin sadece yüzde 4'ü, daha fazla gelir bekliyor. Yani, en altta yaşayan bu kesim fazla gelir beklemekten vazgeçmiş. Halk katmanlarının ortadirekte yer tutan en büyük kesiminin ancak ortalama yüzde 20'lerle ifade edilebilecek kazanç artışı isteyen bölümüne karşın, yüzde 80'inin bu talepten bile vazgeçmiş olması... Bu kanaatkar ve mütevazı yapının üzerinde, ne yazık ki, bir avuç görgüsüz, açgözlü zümre, özellikle medyada, yorumcu, gazeteci, yönetici, programcı ve kanaat önderi kılıfları altında boy gösteriyor ve ülkenin gerçek değerlerini alabildiğine bir insafsızlıkla tüketiyor.