'Şark Vaatleri' şimdiden bir klasik!
İtiraf etmem gerekirse 'Şark Vaatleri' için geç kalmış bir yazı bu. Araya başka filmler girince hem izlemekte hem de kalem oynatmakta geciktim. Eğer bu filmi kaçırmış ya da daha sonra izlemiş olsaydım gerçekten üzülecektim. Yönetmen DavidCronenberg, 'Şiddet'inTarihçesi' ile geçiş yaptığı polisiye/gerilim türüne ve oyuncu ViggoMortensen ile işbirliğine 'Şark Vaatleri'nde devam ediyor. Üstelik bize şiddeti bile anlatmanın bir estetiği olabileceğini gösteriyor.
RUS MAFYASI LONDRA'DA Rusya doğumlu Nikolai Londra'da organize suç dünyasına bulaşmış, Vory V Zakone örgütüyle de bağı bulunan Doğu Avrupa kökenli bir aile için şoförlük yapmaktadır. Bir hastanede ebe olarak çalışan Anna ile yolu kesişince genç adamın birden bire kaderi değişir. Doğum yaparken ölen genç kızın Rusça yazılmış günlüğü Anna'nın eline geçmiştir. Günlük, Nikolai'ın yanında çalıştığı ailenin işlediği suçlar hakkında bilgiler içermektedir. Aile üyeleri bilgi yollarını kapatırken Anna soruşturmada ısrarcı davranır. 'Şark Vaatleri' diğer mafya filmlerinde olduğu gibi erkek egemen bir film. Ebe rolündeki NaomiWatts'a rağmen bu testeron fazlalığı bir türlü kırılamıyor. Aslında kırılması da gerekmiyor. Çünkü mafya demek 'Hanımağalar'dan çok 'Baba'lar sofrası demek. 'Şark Vaatleri'nde de erkeklerin iktidar savaşı tüm şiddetiyle sürüyor. Mafyadaki konumunu kaybetmek istemeyen restoran sahibi Semyon, babasının gölgesiyle ezilen oğlu Kirill, kendisine mafyada saygınlık arayan şoför Nikolai ve diğerleri şiddetin dozunu her karede daha da artırarak uyguluyor. Şiddetin neredeyse meşrulaşması bir anlamda kişilerin kendilerini ifade etme yöntemine dönüşüyor.
ŞİDDET DOZU Her filmi ile sinemaseverleri şaşırtan yönetmen DavidCronenberg, 'ÇıplakYemek','M.Butterfly' ve 'Crash' filmleri ile sinema tarihine geçmiş bir yönetmen. Şiddet filmimizin ana teması ama Cronenberg bunu sömürmüyor. Son derece dozunda kullanarak seyircide şoklar yaratıyor. Bazı sahnelerde gözümü kapattığımı söylemeliyim. Mesela Nikolai'ın parmak kestiği sahneler. Bugüne kadar genelde Amerika'daki İtalyan mafyasının iç hesaplaşmalarını izledik. Değişen dünya ile birlikte mafya da el değiştirdi ve Komünizm'in çökmesiyle Rus mafyası bu dünyayı eline geçirdi. 'Şark Vaatleri'nde de mafya dünyasının iç çatışmaları, acımasızlığı ve kendine özgü dünyası bu kez Londra atmosferinde ve Rus mafyasının içinde anlatılıyor.
MORTENSEN MUHTEŞEM Filmdeki karakterlerin çoğu inandırıcı. Özellikle restoran sahibi Semyon, oğlu Kirill ve şoför Nikolai'ın portreleri çok başarılı. Film ilerledikçe Kirill'in neden problemli biri olduğu, neden Nikolai'ya hayranlık duyduğu, babasının oğlundan neden nefret ettiğini tek tek öğreniyoruz. Yönetmen yine bütün bunları çok zarif küçük dokunuşlar ve çeşitli atıflarda bulunarak yapıyor. Çok nazik konuları hiçbir şekilde sertlikle yansıtmıyor. Şoför Nikolai rolünde Viggo Mortensen hayatının rolünü oynuyor. İyi oyunculuğunun yanı sıra sert ifadesi, kaslı vücudu role daha fazla asılma ve daha inandırıcı olma şansını artırıyor. Mortensen'in hamamdaki çırılçıplak dövüşü sinema tarihine geçecek cinsten. Bu sahnedeki mizansen unutulacak gibi değil. Mortensen kadar Kirill rolündeki Vincent Cassel da çok başarılı. İkili adeta muhteşem bir düet yapıyor. Her iki oyuncu mutlaka ödüllendirilmeli. Mafya filmi dendiğinde ilk akla gelenler F.F. Coppola'nın 'Baba' serisi ve S. Leone'nin 'Bir Zamanlar Amerikası'dır. Ben bu klasik mafya filmlerinin yanına 'Şark Vaatleri'ni ekleyebilirim.