Esir özgürlüklerimiz!..
Solcu-sosyalist-komünist-devrimci isen; "küçük burjuva yanlarını tecrit etmek!" adı altında, gülmenin, kahkahanın, sevdaların, el ele tutuşların, öpüşlerin, sevişlerin, dans edişlerin, tozup gezmelerin "yasak"landığı "esir özgürlük" günleriydi günlerin... Ülkücü, milliyetçi, 9 Işık'çıysan; zaten Türklüğün harsında, yalaklık, yalamalık, yellozluk, şımarıklık, saygısızlık, erdemsizlik, edepsizlik olmadığından, hep mağrur, vakur, ciddi, dirayetli durmalıydın.
YALPALAYARAK Orta yolculara gelince. Sağından solundan basınçlı su fışkırtan düşsel bir jakuzinin orta yerine düşmüş sabun parçası gibi, karman çorman, kaygan, bunalgan bir debelenme içindeydi onlar da. Bir sağa, bir sola yalpalayıp, bir batıp bir çıkarak yaşıyorlardı delikanlı günlerini.
KIRAN FIRTINALARI!.. İşte bu kuşağın ağız dolusu gülmesi, güldürülmesi gerçekten de zordu. Onca katliamın, cenazenin, acılı kıpraşmanın, grevin, lokavtın, sımsıkı yönetimin, bildirinin, gösterinin, mitingin, korsanın, pusunun, bubinin, mayının, taramanın at koşularında, insan yüzlerine ferah gülücükler çizmenin ressamlığı, adsız, ama iki numaralı rönesansıdır o devirlerin.
AÇIK HAVA TIMARHANESİ Kadrolar kuvvetliydi şükür ki. Müjdat Gezen'lerin, İlhan Daner'lerin, Zeki-Metin'lerin, Ali Poyrazoğlu'ların, Perran'ların, Ayşen'lerin, Seden Kızıltunç'ların, Kemal Sunal'ların, İlyas Salman'ların, Tekin Akmansoy'ların ve daha nicelerinin faal, popüler yıllarıydı bereket ki. Memleket onca travmaya karşın açık hava tımarhanesine dönmediyse, o güldürme ustalarının yüzü suyu hürmetinedir bilesiniz.
'KARI GİBİ GÜLMEYİN!..' Sonraları çok sular geçti köprü altlarından. Ters tepelek olmuş bir dolu şey, hâlâ devam eden defolara, falsolara rağmen yine de oturdu sayılır yerli yerine. Toplumsal ruh mevsimlerimiz de normale döndü. En başta genç kuşaklar üzerinden; "Karı gibi gülmeyin!" cenderesi kalktı. Şimdi Beyaz'lar, Cem'ler, Yılmaz'lar, Ata'lar, Demet'ler, Yavuz'lar, Engin'ler de çok güldürüyor bizi amenna.
SICAK VE AYDINLIK Ama bu dostlarımız gülmeye hazır ve nazır bir potansiyelin içinde gösteriyorlar hünerlerini. O eski vakitlerde, 78 cehennemlerinde, o kara bulutların arasından sıcak ve aydınlık ışınlarını üzerimize ışınlayan tüm güldürücülere de selam olsun, helal olsun.
|