Uyanık oldukları her dakika ciddi bir eğitime ihtiyaç duyan otizmli çocuklar, kimi zaman ağlayarak, kimi zaman da güle-oynaya yarınlara hazırlanıyor....
Tohum Otizm Vakfı'nda sadece çocukları eğitmediklerini, ailelere de bu durumla nasıl baş edecekleri, çocuklarına nasıl faydalı olacakları anlatılıyor. "Çünkü çocuğunuz sınırlı süreyle eğitim ortamında bulunacak. Ama onun dışında kalan tüm zamanını sizinle birlikte geçirecek" diyerek ailelere seslenen Doç. Dr. Binyamin Birkan, bu yüzden aileye de çocuğuyla baş etme davranışlarını kazandırmak gerektiğini ifade ediyor.
FARK KAPANIR MI? Eğitim almayan ailelerin gereken sabrı göstermekte zorlanacağını anlatan Dr. Birkan, "Ailenin; çocuğunu nasıl eğitecek, gelişimini nasıl destekleyecek, problemli davranışlarının üstesinden nasıl gelecek öğrenmesi gerekli" diyor. Otizmli çocukların uyanık oldukları her dakika eğitim alması gerektiğinin altını çizen Dr. Birkan'a bu eğitimle çocukların akranlarıyla arasındaki farkı kapatıp kapatamayacağını sorduk. Aldığımız yanıt ise, "Hiçbir zaman aradaki fark tam olarak kapanmayabilir ama azaltmak mümkün" oldu. "Çocuklar her yaşta pek çok şey öğrenebilir ama erken teşhis konulduğunda, erken eğitime başlandığında problemli davranışların önüne geçilebilir" diyen Dr. Binyamin Birkan'ın sözlerini Tohum Otizm Vakfı Kurucusu ve Vakıf Başkan Yardımcısı Aylin Sezgin tamamladı: "Tabii uygun olan eğitim programına erken başlanması koşuluyla; erken kalkan çok yol alır."
ŞANS VERİLMELİ 2-2.5 yaşın altında eğitime başlanırsa, haftada 40 saat yoğun eğitim verilirse ve otizme herhangi bir zeka problemi de eşlik etmiyorsa çocuğun yüzde 50 otizmden kurtulma şansı bulunuyor. Aylin Hanım ve Dr. Birkan her fırsatta erken yaşta eğitime başlanması gerektiğini vurguluyor. "Geçenlerde 13 yaşında bir kızımız geldi, davranışları 6 aylık bebek seviyesindeydi. Ağzına objeleri sokarak tanımaya çalışıyordu" şeklinde bir örnek veren Aylin Hanım, "Tabii eğitmezseniz böyle de kalabilir" diyerek uyarıda bulundu. İyi bir eğitim alan çocukların ilerleyen yaşlarda kimseye bağımlı kalmayabildiğini öğrenmek biraz olsun içime su serpti. Yani çocuklar eğitimle toplumdan bağımsız hale geliyor, iş-güç sahibi olabiliyor, para kazanabiliyor. Ama bir nokta var ki, bu çocuklar her ne kadar topluma kazandırılsalar da evlenmelerine karşı çıkılıyor. Dr. Bünyamin Birkan ve Aylin Sezgin, "Evlendiklerinde çocuklarının kendileri gibi otistik olma ihtimali yüksek" diyerek anne-babaları yine uyarıyor. Dr. Birkan, "Ben ülkemizde evlenip sağlıklı bir hayat sürdüren otizmliye rastlamadım ama yurt dışında örnekleri var" derken, Aylin Hanım, "Eğer Türkiye'de varsa da bu çocuklar kendi istek ve arzularıyla değil, aileleri tarafından zorla evlendiriliyor" şeklinde konuşuyor.
YABANCILAR ÇOK DUYARLI Üzücü bir nokta daha; yetersizlikten dolayı otizmden çok etkilenmiş bir çocuğun kaç yaşına gelirse gelsin, isterse 50 yaşında da olsun eğitim görmesi gerekiyor. Bu da otizmli bir yetişkinin ömür boyu ailesine muhtaç olması anlamına geliyor. Bu noktada Aylin Hanım yurt dışında uygulanan bir projeden bahsediyor: "Otizmli çocukların birçoğunun yaşam alanına ihtiyacı var. Şu anda ülkemizde olmayan, yurt dışında sadece otistik çocuklara yönelik yaşam evleri kuruluyor. Yani mahallemizde ya da bir apartmanda 3-5 çocuğun bir arada yaşadığı, başlarında sosyal hizmetlilerin olduğu, hayat boyu destek alacakları bir kişi ile yaşamlarını sürdürebiliyorlar. İnşallah ilerleyen zamanda Türkiye'de de bu yaşam evleri yapılır."
EĞİTİMCİLER DE EĞİTİLİYOR Öte yandan otizmli çocuklar için bir okul projeleri olduğunu müjdeleyen Aylin Sezgin, ileriki dönemlerde yaşı ilerleyen çocuklara da program açmayı planladıklarını vurguluyor. Tohum Otizm Vakfı'nda çocuklar ve ailelerin yanı sıra eğitimciler de eğitiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın merkezleri için eğitimci yetiştiren vakıf, maddi durumu iyi olmayan çocuklara da burs veriyor.
PROTESTO YÜRÜYÜŞÜ Yarın 3 Aralık Dünya Özürlüler Günü. Bu özel günde ne yazık ki, otizmli çocukların aileleri sokağa dökülecek, Taksim'de protesto yürüyüşü yapacak. Çünkü yakın zamanda çıkan bir genelge ile özürlü çocuklarının 388 YTL'lik eğitim alma hakkı sınırlanıyor. Devlet, 'otistik çocuklar eğitim merkezi' diye adlandırılan sınıflarına devam eden öğrencileri rehabilitasyon merkezlerinde bireysel veya grup eğitim alma hakkına son verdi. Belki yaşanan suistimaller sonucu bu karar alındı ama ne yazık ki olan, ailelere ve tabii çocuklara oldu. Milli Eğitim Bakanlığı'nın elindeki eğitmen sayısının yetersiz olması bir yana, otizmli çocukları geleceğe hazırlayacak bu kişilerin eğitim düzeylerinin düşük olması da hiç kuşkusuz aileleri gösterdikleri tepkide haklı kılmaya yetiyor.
KAŞ YAPARKEN GÖZ ÇIKARMAK Toplum olarak bilmemiz gereken en önemli gerçek, özürlülerin sadece ailelerinin değil, diğer vatandaşların da sorumluluğunda olduğu. Eğer özürlü çocukları bireysel olarak katkıda bulunup hayata hazırlamazsak, kuşkusuz bu herkesin problemi haline gelecek. Özürlülere 'sadece bana gel, bende eğitim al' diyen Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki merkezlerde eğitim kalitesini yükseltmesi, yeterli saat ve düzeyte eğitim vermesi, ayrıca üniversitelerin yapılması ve bu alanda mezunlar verilmesi ile şu anda sayıları binleri aşan rehabilitasyon merkezleri zaman içerisinde kapanacaktır. Ama 388 YTL'lik tasarruf yapmak için çocuklarımızı daha az eğitirsek, ileri yaşlarda daha çok masraf edecek ve o yetişkinlere bakmak zorunda kalacağız...