6 yıl önce, 2001 yılında kendi kendimi kontrol ederken elime sağ göğsümde bir sertlik gelmişti. Hiç ameliyat geçirmediğim için korktum ve doktora görünmekten kaçındım. İlerleyen zamanda ağrı yapmaya başladı. Kadın doğum doktoruma gösterdim. Acil mamografi çektirmemi istedi ve bu kitlenin hoşuna gitmediğini söyledi. Mamografi sonucu bunu doğruluyordu. Meme Vakfı'nı bir TV kanalında izlemiş, ismini not almıştım. İlk tanışma böyle gerçekleşti ve tabii ki beni ikna etmemiş olsalardı belki de ameliyata razı olmayıp çok daha vahim durumlarla karşılaşabilirdim. Hayat hep bizimle dalga geçecek değil ya... Düşündüm ki insanın memesinin olmaması hayatın sonu değil. Eski Amozon kadınları, avlanıp ok ve yay kullandığı için tek göğsünü ateşle dağlatıyordu. Biz Türk kadınlarının Amozon'lardan farklı neresi var? Hatta fazlası var eksiği yok. Cefakar, vefalı, çilekeş, azimli... Ölmekten hiç korkmuyorum. Yaşanmamış hayattan korkmalı insan bence. Ev halkına hiçbir şey olmamış gibi davrandım. Yüzümde hep gülümseme var. Tanrı'ya inancım çok güçlü olduğu için "Bu bir sınav" dedim. Hepimiz bir gün zaten mezun olmayacak mıyız? Hayatın neyinden korkulur ki, belki yarın kafama bir şey düşer, ecelim ondan olabilir, bunu kimse kestiremez arkadaşlarım. Ekmek kesmeye bile korkarken, artık bütün işlerimi kendim yapıyorum. Dünya ile ilgileniyorum. Okuyorum, takıları çok sevdiğim için sürekli yeni tasarımlara bakıyorum. Yani varım, yaşıyorum. Seher vakti kalktığımda bütün evrene kollarımı açarak teşekkürlerimi sunuyorum. Sorunsuz yaşam olmaz, yaşam sorunlarla başa çıkmayı bilmekte. Ben değerliyim, her insan ve canlı değerli benim gözümde. Haydi kızlar kendinizi ve yaşanacak ne varsa, herkesi sevin ve paylaşın. 50 yılda öğrenemediğim şeyleri 2 yılda bana bir göğüs öğretti. Hepinizi sevgiyle kucaklarım. Özgür Ruh